Gerçek Tedbir Budur
Hepimiz çocuklarımızdan şikâyet ederiz. Hatta böyle giderse herkes şikâyetçi görünüyor. Fakat hiçbirimiz kendi hatalarına bakmaz. “Zamane çocuğu” der geçer. “Zamane çocuğu” ne demekse öyle garip bir ucubedir ki, yapılan gayri meşru işleri bile meşrulaştırmaktadır. Hacı hoca bile çocuğunun işlediği haramlar karşısında “Ne yapalım zamane çocuğu”
Ben sakinim de bazen durum kaşınıyor :))
❗Ayçiçek yağı almak için markete gittim. Bir markada litrede 15 lira indirim varmış. 5 litrede 75 lira indirim oluyor, iyiymiş dedim aldım. Başka şeyler de aldım ki onların da bazıları indirimli idi. Bir tane de ekmek aldım. Kasaya geldim. Kasiyer kadın, indirimli ürünler sadece kayıtlı üyelerimiz için geçerli dedi. Telefon numaranızı verin kayıt yapalım, indirimden faydalanın dedi. Şimdi ben üye olmadan o ürünleri alamaz mıyım dedim, alamazsınız dedi. Ben de ona, anladım hanımefendi, teşekkür ederim dedim. Sizce de mahsuru yoksa şöyle yapalım o zaman. Ben sadece ekmeği alayım gerisi sizde kalsın, onları değerli üyelerinize satarsınız, karşılıklı memnuniyet duyarsınız dedim. Tamam beyfendi size de indirimli fiyattan geçiyorum dedi. Hayır, teşekkür ederim, geçmenizi istemiyorum, ekmek kafi dedim. Aldıklarımı raflara ben geri dizerim eğer sorun bu ise dedim. Madem üyelik saçmalığına gerek olmadan da geçebiliyorsunuz, ne diye bu şartı koşuyorsunuz dedim. İndirimli ürünlerden haberiniz olur diye dedi. Tamam kabul ediyorum fakat, indirim var diye mesaj attığınızda ben koşa koşa size gelmeyeceğim. Bir şeye ihtiyacım olduğunda, indirim de olsa bindirim de olsa onu mecburen alacağım zaten, ama ihtiyacım olmayan şeylerde indirim olsa bile almayacağım. Böyle anlarda gerçekten sinirleniyorum. Sen Kitapyurdu musun, Trendyol musun, Sahibindencom musun? Sen bir mahalle marketisin, üyelik nedir? ☆☆☆
Reklam
Ânın Ruhu.. Zaman saatle ölçülen dünyanın her yerinde her insan için aynı olan bütünsel bir kavram iken aynı zamanda bünyesinde sayısız ânı bulunduran bir bütünsel ândır, birçok ânın birleşimidr. Birkaçı öylesine yapılan birkaçı ruh kazanan ânlar. Ânın bir ruhu vardır. O ânı diğer anlardan ayıran bir ruh, bu ruh belki bir seste, belki bir bakışta, belki bir kokuda , belki bir dokunuşta, belki de kalpte farklı bir çarpışta gizlidir. Kısacası ânın ruhu o ânı bizim için diğer ânlardan özel kılan duyguda, düşüncede yahut histe gizlidir. Mesela bazen bir şarkı bizi mutlu olduğumuz bir ana götürebilirken, Bazen bir resim bizi iç dünyamıza yönlendirebilir, Yahut bazen bir koku belki de sıcak huzur dolu bir koku bizi çocukluğumuza götürebilir.Bazen de bir insan ile bağ da ânın ruhunu taşıyabilir. Araya zaman yani birçok an girer iletişim olmaz ama bir anda bir selam ile onca ânın ruhu can bulur. Sanki hep varmış, hiç araya zaman girmemiş gibi... Ânın ruh kazanması yoğun duygu temelli bir durumdur. Çünkü hayatın koşuştumacasına kapılmış bir kimse ânın ruhunu görmek değil ânı kurtarmak derdindedir. Ânın ruhu her duygunun en saf olduğu fıtrat en yakın olan minikler de daha bariz görülür. O yüzden bizde bazen bir sesle, bakışla, bir kokuyla ya da bir hisle çocukluğumuza gidiveririz... Ne mutlu hayatın insan için sadece vâr olduğu ândan ibaret olduğunu bilip ânın ruhunun farkına varabilenlere..
Sümeyye
Sümeyye
#sevdaçiçeklerim🌸
Bazen insanın hissettiklerinin doğru çıkması ağır geliyor. Kendi içinde 'sadece his, yanılabilirsin' diye bastırdıklarının, üzerinden zaman geçtikçe birer birer doğru çıkıyor olması zor geliyor. Ama olsun, nasibimizde bu durumu da yaşamak, tecrübe etmek varmış. En güzeli de şu ki bir kere daha Allah'a iman etmek, O'nun inayetini hissetmek... Şimdi geriye dönüp diyorum ki o zaman farkında değildim ama elhamdülillah ben farkında değilken bile Allah beni korumuş, muhafaza etmiş. Sonda üzülmemdense başta üzülmemi tercih etmiş. O zamanlar üzülüyordum ama şimdi iyi ki diyorum, iyi ki başta üzüldüm...Demem o ki Allah'a dayanın, yaptıklarındaki hikmeti o an göremesek de her işini hikmetle yaptığını bilin ve tevekkül edin... 31.05.24'
Günaydın. Bazen şöyle laflar işitiriz: Ne çabuk bıraktın, ne kolay vazgeçtin. Hâlbuki ne dostluklardan ne aşklardan ne zamanında bize en yüce gelen o davalardan bir anda dönülmüyor. Hiç kimse öncesini düşünmüyor; emeklerimizi, vaktimizi, yüreğimizdekileri. Konuşmak ne kolay! Aslı Akarsakarya, "Vazgeçiş bir anda olmuyor, aklın görmediği bir
Eve Özlem
Nasreddin Hoca’nın fıkralarını, dimağına fikir inmeyen çağlarda okuyan gençler, çoğunu anlayamaz ve bazılarında da hayret içinde kalır. Hoca’nın dokuz onlu yaşlarda dinlediğim bir latifesi vardı. Zihnimde defalarca tasarlamış ve o latifeyi bir türlü anlayamamıştım. Müteselsilen dört beş ayda bir aklıma gelen bu fıkrayı anlamam, uzun zaman aldı.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.