Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir gün bile öğretmenlik yapmışsanız bu mesleğin tadını unutamazsınız. Öğretmenler hiç yaşlanmaz bence. Gençlikleri bir hayat boyunca sürer gider. Durmaksızın çocuklar, gençler arasında yaşadıklarından... Gençlere biçim vermek, yeni bir yön kazandırmak çabası gözle görülen, elle tutulan bir şeyler vermektir onlara... Hiçbir meslekte insan çabalarının verimini böylesine yakından göremez. En güzel meslek öğretmenliktir. Nasıl hayatın en tatlı anları öğrencilikte geçerse, öğretmenlikte yararlı olmanın mutluluğunu verir kişiye. (Oktay Akbal)
Eğitim sistemi kötü diyoruz ve öğrencilerinin neden sınavlarda gerekli başarı gösteremediklerini cevabını bulmuş gibi bu avuntunun arkasından saklanmaya çalışıyoruz.Oysa sistem sistemdir,iyi ve ya kötü ama o var,sistemi bozan da sistemi uygulayan kişilerdir Genelleme yapmayacağım fakat öğretmenlerin arasından öyle ''parlak'' olanlar var ki
Reklam
Mrb 1K ailesi. Ben ilkokulda öğretmenlik yapıyorum. Okulumuzda veli ve çocuklarımızı okumaya teşvik etmek için okul kütüphanemize kitap gerekmektedir.( çocuk ve yetişkin kitapları) Eğer ki yardım ederseniz çok memnun olacağım. Duyarlılığınızı ve yardımlarınızı bekliyorum. Bu iletimi ayrıca paylaşıp herkesin görmesini sağlarsanız çok sevinirim.
“SOMAS’TAN AY IŞIĞINA” VE MEHMET KUVVET M.NİHAT MALKOÇ Mehmet Kuvvet Trabzonlu bir şiir işçisi… Daha düne kadar böyle anılıyordu; fakat artık ona bir de “öykü yazarı” sıfatını eklememiz gerekecek. Zira değerli şair ve yazar dostum Mehmet Kuvvet “Somas’tan Ay Işığına” adlı bir öykü kitabı çıkardı geçenlerde. Bugüne kadar şair olarak bildiğimiz
NAZAN BEKİROĞLU’NDAN BİR HİKMET AKSOY KİTABI: KARINCA İZLERİ M. NİHAT MALKOÇ Ömrünün dört yılı(o da Erzurum’daki üniversite hayatı) dışında, yarım yüzyılı aşkın bir zamandan beri Trabzon’da, kendi tabiriyle suyun kıyısında, yaşayan Nazan Bekiroğlu sadece Trabzon’u değil, bütün Türkiye’yi kucaklayan bir değerimiz ve değerlimizdir. Üniversite
FAKİR BAYKURT VE ANNESİ O günlerde şimdi herkesin bildiği çayın yeni yeni içilmeye başladığı yıllarmış. Evlerinin önüne açılan kahveden gelen, hoş kokulara dayanamayan Fakir Baykurt bir gün: ''Çay isterim, ille de çay!'' diye tutturmuş, anası oğluna kıyamamış, elinden tutup kahvenin önüne götürmüş, Kahveci Topal Hüseyin'i çağırmış: ''Hüseyin bir
Reklam
ALÇAK GÖNÜLLÜ ŞAİR, YÜZ YAŞINDA 1916 doğumlu Behçet Neçatigil, bu yıl yüz yaşında. Üstat nedense, doğduğu günü kendi sözlüğünde belirtmemiş; ancak 16 Nisan'da dünyaya geldiği biliniyor. Behçet Hoca 13 Aralık 1979'da yaşama gözlerini yumduğunda altmış üç yaşındaydı. Bir alçak gönüllülük simgesi gibi yaşamıştı. Birçok şiiri de sade yaşamların yorumunu yansıtmaz mı? Her şey araya giriyor, aradan çıkıyor Arada çocuklar doğuyor, büyüyor, yürüyor Arada evler, evlenmeler, ölümler duruyor Arada yaz kış bahar, dünya dönüyor. Türk edebiyatının bağımsız, özgün ve seçkin bir şairi olduğu halde, kendini şair, yazar, edebiyat tarihçisi olarak değil, emekli bir öğretmen olarak gösterirdi. Bilirkişi olarak çağrıldığı mahkemede, yargıç ona mesleğini sorunca; "emekli edebiyat öğretmeni" diyecekti. Öğretmenlik unvanını göğsünde bir madalya gibi taşıdığı söylense yalan olmaz. Topluma insan yetiştirme mesleği olan öğretmenliği, kutsal bir görev gibi yerine getirdiğini yakınlarının tanıklığıyla öğreniyoruz. Kendi gibi bir Türkçe öğretmeni olan Huriye Hanım'la evlendiklerinde, balayı için Bursa'ya giderler. Bursa Çelik Palas'ta baş başa birkaç gün geçirmek, genç evliler için büyük lükstür. Behçet Hoca, o birkaç günlük balayında bile -inanılmaz bir görev duygusuyla- öğrencilerinin sınav kağıtlarını yanında götürür! Anısına saygıyla.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.