“Sonra durup dururken bir şiirden altı kısa mısra geldi aklına.
Bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan,
yeni bir başlangıç vardır.”
“Zalime boyun eğmeyecek kadar güçlü ol ama zalim olacak kadar güçlü olma, derdi mesela. Güce aşık olma, derdi. Güce aşık olursan o güç elinden gitmesin diye korkak olursun, korkaklığını gizlemek için de zalim olursun.”
“… Özgürlük dediğin yüz otuz katlı bir gökdelenin tepesinde durup aşağı bakmak gibi. Aşağıdaki karınca büyüklüğündeki arabalar gibi vızır vızır seçenekler geçiyor gözünün önünden, düşmekten o kadar korkuyorsun ki çok uzun bakamıyorsun. Başın dönüyor, nefesin kesiliyor. Korkuluk yok, tutunacak bir yer yok. Ya ayağım kayarsa, kim uzanıp elimi tutar? Bakamıyorsun. Hemen geriye adım atıyorsun, güvenli bölgene kaçıyorsun. Beynimizi zehirlemişler. Özgürlüğümüzü düşünmeye bile korkuyoruz. Kim zehirlemiş, diyeceksin. Hayat, zehirlemiş kardeşim. Anamız babamız ağzımıza sıçmış. Kapitalizm. Sosyalizm. Anasını sattığımın bu filozofları. Hepsi ağzımıza sıçmış.”