1950'de ABD dünya nüfusunun sadece %9.5'ine sahip olduğu halde dünyadaki hammaddelerin %50'sini tüketmekteydi. Bu yüzde giderek artmaktadır ve 15 yıl içinde şu anki büyüme hızıyla ABD, yeryüzündeki hammaddelerin %83'ünden fazlasını tüketiyor olacaktır.
''Kadınlar hiçbir şey yönetemez, öyle bir kapasiteleri olmadığını biliyor olmalısın, Lorimer. Burada yaptıklarına bak, acınacak şeyler. Yerlerinde saymışlar, o kadar. Zavallıcıklar''
Batı menşeli bir eserde bu ve buna benzer ifadelerin geçiyor olması beni biraz şaşırttı. Sonuçta kadın düşmanı ve cinsiyetçi olanlar bizlerdik hani (!)
Mihayel'e göre, İslam fetihleri sürecinde bir şehrin Müslümanlara tesliminden sonra, onlar, o şehirde Hristiyanlara ait tapınaklardan her birini hangi Hristiyan cemaatin elinde bulmuşlarsa yeniden o cemaate teslim etmişlerdir.
Bir zaman sonra artık iş öyle bir noktaya ulaşmıştır ki Miafizitler bütün bir tarihsel süreci ismi konulmamış iki döneme ayırarak okumaya ve yorumlamaya başlamışlardır: Kadıköy Konsili'nin öncesi ve sonrası.
Çünkü Kadıköy Konsili'nde alınan kararlarla bir anlamda Miafizitler ve Doğu Hristiyanları dışlanmış, konsil yanlısı Melkitler ise devlet desteğini de yanlarına alarak bu muhalif gruplara zulmetmişlerdir. (Kendi notum)