Baştan aşağı titriyordum. Yaşlı gözlerimi ellerimin arasına gömüp bir an ölümü düşündüm. Kim bilir, şimdi ne kadar da güzeldir ölüm. Kahverengi toprakta huzur içinde uyumak, başının üzerinde hafifçe esen yelin kuru otlar arasında çıkardığı hışırtıyı dinleyip hoş bir seda bulmak. .. Ve her şeyden önemlisi içinde bulunduğun anı unutmak, hayatı ve bu hayatta yaşayan günahkar insanları bağışlamak ...
Hasan ve Hüseyin'in beşiğini sallarken ninniler dökülürdü diline nağmeleri lahûti ve içten. Kuş, kelebek, börtü böcek, deve, insan coğrafi dengenin sıcaklığında bitap düşüp dinlenmeye çelilirken; sıcak bir anne sesi, geceye soluk katardı.
Eğer din, hayatın işlevinden koparılırsa hayat dinsizleşir. Her türlü gayr-i meşru olan şeyler meşru hale gelir ve toplumun çürüyüp çökmesinin başlıca sebebi olur.
Yine de belirtmemiz gerekir ki, çıkar dediğimiz gerçekliğin ve insanlığın safrası olan bu değerli parça olmaksızın yazar varoluşunu gerçekleştiremezdi.
Bu yürekli metaforun takdire şayan olduğunu ve tiyatronun doğal tarihinin, bir alegori ve kraliyet evliliğine övgü gününde, bir yunusun aslanın oğlu olmasına hiçbir şekilde karşı çıkmayacağını belirtmek istiyorum.