Kitabı henüz bitirmedim. Dolayısıyla inceleme yazmaya başlamıyorum şimdiden ama belirtmek isterim kitap o kadar enfes ki arkadaşlar şöyle ki hikayesinden ziyade etkileyen anlatmak istenen olayların anlatım biçimi yani nasıl desem, alıntılar paylaşacağım ama şöyle, hayata ve insanlığa olan sorguyu muazzam işleyen nadir kitaplardan biri desem gram abartı olmaz. Ya da, ince düşünen insan incinir desem. Birde bir sorgu, Kişilik değişir mi? Her şartta "sağlam" bir kişilik stabiliyet gösterir (genel istisnai meseleler haricinde) bakacaz ya, gidişata göre. İnceleme gelecek.
Gecenin bilmem kaçı, saçmalama saatleri.
Hayatta yerimi bulma çabası.
Bulamamanın verdiği huzursuzluk.
Ya da bir yere ait hissetme ihtiyacı.
Zamana yetişememe, zaman çok hızlı..
Hızlandığın zaman sanki hayatı es geçiyorsun hissi,
Durulunca zamanla birlikte üstüne çöken ağırlık (sanırım psikolojik yetişemiyorum kafası)
Diğer türlü, fiziki yorgunluktan bitap düşme ama en azından evet yaşayabiliyormuşun farkındalığı.
Hadi iyi geceler beyni yanan beyin yakar.
"Kurt olarak doğmadıkları halde kurt olmuşlar; Tanrı onlara ne yirmi dörtlük top ne de süngü verdi fakat onlar yine birbirini yok etmek için süngüler, toplar yaptılar."
Jack London 1902 senesinde doğu yakasında yaşamaya başladığı sıralarda yazdığı, İngilterenin geri kalan kesimini dışarda tutan, yoksulların ekonomik açıdan aşağılanmasını kaleme almış eserde, oranın halkı gibi yaşar ve onlarla empati kurar