Türkiye kendisini diğer ülkeler gibi, sadece zenginleşmek ve gelişmek kaygısında olan bir ülke gibi görmektedir. Oysa bu kadar büyük bir önemi bulunan bir ülkenin başka kaygıları da olması gerekir, dünya ile ilgili sorumluluklarının da olması gerekir. Oysa Türkiye bunların hiçbirisini düşünmedi, çünkü bu çapta devlet adamları yoktu. Hatta Türkiye'de diğer ülkelerdekiler gibi "sıradan bir devlet adamı” dahi gelmedi. Bizi yönetenler bir tüccar, bir esnaf gibi davrandılar. Tüccarı küçümsemiyorum, esnafı küçümsemiyorum, köylüyü küçümsemiyorum ama devlet adamlığı bunları aşan birtakım yetenekler ister. Yani iyi para kazanan ya da iyi para kazandıran bir adam Türkiye'yi iyi yönetemez. İyi bir asker, Türkiye'yi iyi yönetemez. Ama dünyayı kavrayan ya da dünya üzerinde oynanan büyük oyunları farkedebilen bir yöneticiye ihtiyacımız vardır. Böyle bir yöneticimiz de maalesef olmadı. Burada demokrasinin kabahati olduğu kadar, demokrasi dışında yönetildiğimiz zamanlarda da böyle bir yöneticiye sahip olamamamızın payı vardır. Yani Türkiye yöneticisi eksik olan, misyonu büyük olan bir ülkedir.