Saramago'nun Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş kitabı 1998 de Nobel Edebiyat Ödülü almış bir kitaptır. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Akıcı bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere ölüm bir varmış bir yokmuş.
Bir gün bir ülkede gerçekleşmesi ütopik olan bir olay gerçekleşir ve belli bir süre hiç kimse ölmez. Başlarda bu ülkede yaşayan insanlar bu olaya sevinsede çok geçmeden ülkeye hakim olan sevinç yerini gerginliğe, huzursuzluğa bırakır. Ölümün işine ara vermesi hastaları, yaşlıları, ve sevdiklerini kaybeden diğer insanları sıkıntıya sokar. Hastalarına bakamayanlar onları hastaneye, yaşlılarına bakamayanlar onları huzur evlerine ve hatta çok çok kötü durumda olan hastalarına bakamayacak olanlar da onları başka bir ülkeye ölmesi için götürenler mi dersiniz yine de onlarca çözüm arayışı fayda etmez. Aradan geçen belli bir süre sonra ölüm elinde ölecek olanların listesi ve bir mektupla tekrar işine döneceğini bir basın toplantısı ile tüm ülkeye duyurur. Ölümsüzlük ayrı bir kaygı oluştururken ölümün tekrar dönmesi ayrı bir kaygı oluşturuyordu insanlarda. Ve olması gerekenden biraz daha farklı bir metotla ölüm eceli gelen her kimse ona bir hafta öncesinden eflatun renkli bir mektup ile öleceği günü bildiriyordu. Ama ölümünde gözünden kaçan ölmesi gereken zamanda ölmeyen mektubu vermeyi unuttuğu bir Viyolenselci vardı. Viyolenselci zamanında ölmemişti ve bu ölümün hatasıydı. İntikam almak ve öldürmek için peşine düştüğü Viyolenselciye aşık olan ölüm öldürmeyi tekrar bırakır ve ertesi gün yine hiç kimse ölmez.