Acı, beni ikinci bir ten gibi sarmış.
Ebeveynlerimiz yaraları bereleri umursamazlardı; korkunç ve affedilemez günah pantolon dizlerini yırtmaktı. Sadece iki pantolonumuz vardı: Bir tane her gün için, bir tane de Pazar günleri için. Pantolonlardan birinin dizini yırtmamalıydın, çünkü o zaman yoksul götün teki olduğun anlaşılırdı ve bu annenle babanın da yoksul götler oldukları anlamına gelirdi. Bu yüzden karşı oyuncuyu dizlerimin üstüne düşmeden devirmeyi öğrendim. Devrilen oyuncu da dizlerinin üstüne düşmeden devrilmeyi.
ölüler böyle sever
Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın tamamı da değildi.
Sayfa 113
Boşuna değildi insanların Tanrılara sığınması. Dayanılır gibi değildi yoksa.
Sayfa 128
Sonra bütün ayyaşların aşina olduğu "rezil oldum, ama kim takar" duygusu ile yatağa girdim.
Onların hayatını yaşamaktansa açlık çektim; kendi içime kapanıp gizlendim. Perdeleri örtüp tavanı seyrettim.
Sayfa 117
Bu insanların yüzlerinin ne kadar çirkin, kasvet verici, etli ve iğrenç göründüklerinin farkında olmadıklarına inanamıyordum, tüm güzelliklerin kirletilmesi gibiydiler. Ama gene de gayet sakin yürüyor, yüzlerini ekrana getiriyor, birbirleri ile şakalaşıp gülüyorlardı. Yaptıkları esprilere gülmek gayret gerektiriyordu, ama onlar o kadar kolay gülüyorlardı ki. O yüzler! Ah o yüzler!
"Beyler," diyorum, "Bir kadınla geçinmenin yolu yoktur."
Sayfa 121
İyidir nefret, insanın aklını başında tutar.
Sayfa 119
"On günlüğüne içkiyi bırakıp bir iş bulsam, güçlensem diyorum- ne iş olsa yaparım. Ona yardım etmeliyim."
"İyi de, içiyorsun. Ona aşıksan içkiyi hemen bırakman gerekir. Şu an."
"Haklısın!" dedi, "bu içkiyi lavaboya dökeceğim!"
"Melodramatikleşme," dedim, "bardağı bana vermen kafi."
Sayfa 85
"Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam."
Sayfa 82
Savaşa itirazım birini öldürmek veya anlamsızca ölmekten kaynaklanmıyordu, bunların önemi yoktu. Benim itirazım küçük bir odada açlık çekerek, ucuz şarap içerek kendi isteğimle ve keyfimce delirme hakkımın elimden alınmasınaydı.
Sayfa 80
Siz yazarlar öyle... kıymetlisiniz ki... İnsanlara tahammül edemezsiniz. Dünya kokuşmuş. Öyle değil mi?
Sayfa 65
İnsanın günde sekiz saat yazması mümkün değil. Her gün, hatta her hafta yazması bile mümkün değil. Şeytani bir tuzak bu. Beklemekten başka çare yok.
Sayfa 65
Güzelliğin gençlikte olduğu öğretilmişti Amerika' ya. Özellikle kadın söz konusu ise.
Sayfa 45