Kırılmış,
parçalanmış.
Bazen kırılmış
Bazen tozlarına kadar
Dağılmış.
Kötü ruhların arasında kaybolmuş.
Boş gözlerle bir sağa bir sola dolanan çelimsiz bir dilenci çocuk
gibi
aramış umudunu.
Sevilmiş.
Fakat duyamamış bir baba aferini.
Bol kıyafetlerin içini doldurmak için
çabalamış, her gün bir farklı ton giyenlerin aksine..
Bakmış, kırık camların ardından
bulanık dünyaya.
Dokuz yaşındaki bir çocuğun hayalini yaşarken,
dizleri, dirsekleri, elleri, yanakları, gülümsemesi ve
düşünceleri
kırılmış
ve parçalanmış.
Ömer Faruk DİNÇ