Savrulan bir uçurtma gibi yüreğim,
Tıpkı bir rüzgâr gibi hayat;
Neşeyle eşelendikçe sillesiyle yön veriyor...
Baharın sevincini taşısam da içimde,
Buruklukların prangasından sıyrılamıyorum.
Kabuk bağlayan yaralarımı,
Onarmaya mecalim yok!
~
Yaşamın meşakkatlerine biraz ara verip kendimi dağ evimin ahşap çardağına atmak ve orada kitaplarımla hemhâl olmak istiyorum. Fazlasıyla yoruldum çünkü...
Gece yaptığım her işten çok yüksek verim alıyorum. Buna uyku da dâhil. E diğerlerinden verim almam için uyumamam lazım. Gece uyumayınca günün diğer saatlerindeki uyku tatmin edici olmuyor. Hiç uyumamanın bir yolunu bulmalıyım. Büyük bir paradoksun içindeyim, gerçekten sinirim bozuldu.
Ölümün en büyük güzelliği; ne zaman, nerede ve nasıl geleceğini bilmemenden kaynaklanıyor olmalı. İnsan öleceği günü bilse ya delirir ya da intihar ederdi.
Kumdan kaleden hayallerimiz vardı, ilk dalgada yıkıldı. Bulutlu, karanlık bir akşam şimdi zaman. Sense içine gizlenmiş bir yıldızsın. Seni nasıl bulacağım sevdiğim?