"...
Susmak yalnızlığın ana dilidir, Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur. Sözün sularını tükettim ben, kaynağını kuruttum. Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde, kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik, öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak. Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde. Kim kimin derinliğini görebilir, hem hangi gözle?
Kendilerinin olan tek sözcük yok dillerinde, yani öyle çok konuşuyorlar ki...Bir söz insanın neresinden doğar dersiniz? Dilinden mi, yüreğinden mi, aklından mı? Düşlerinden mi yoksa gerçeğinden mi? Ve kaç kapıdan geçip yerini bulur bir başka insanda? Yerini bulur mu gerçekten? Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı...Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya... "
Sözü yasaklamalı Ömür hanım yasaklamalı.. Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka ne işe yarıyor ki? Olanağı olsa da insanların yürekleri konuşabilseydi dilleri yerine, her şey daha yalansız, daha içten olurdu. Aklı silmeli diyorum insan ilişkilerinden. Yanılıyor muyum? Olsun. Yanıldığımı biliyorum ya..
İçimde bir çocuk, yalınayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, bir derin iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür Hanım?
Birçok kitabını okuduğum Şükrü Erbaş'ın kalemine, samimiyetine, içtenliğine inanıyorum. Kitabın Ömür Hanım'la Güz Konuşmaları kısmı keşke bir kitap olacak kadar uzun olsa da ağlaya ağlaya okusam diye çok iç geçirdim, o kadar güzeldi. Tekrar tekrar okudum ve tekrar tekrar okuyacağım o kısmı. Kitap adından da anlaşılacağı gibi eski yazdıklarından toplama bir kitap. Ben bazılarını başka kitaplarında okumuştum ama tekrar okumamın bana bir zararı olmadı :) Şükrü Erbaş'ı hiç okumamışlara ilk tavsiyem
Yaşıyoruz Sessizce kitabını okumalarıdır. Hatta o kitapla ilgili yazdığım incelemeyi #60607459 okuyup kitaba sonra başlarsanız sizin için daha iyi olabilir, iyi okumalar :)
Bütün Şiirleri 2Şükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20184,996 okunma
...
Ve güz geldi Ömür hanım.
Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul.
İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak.
İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır.
Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
Ve
Ezilmiş bir gül hüznü var yüreğimde. Saatlerce dayak yemiş bir sanığın çözülmesi içindeyim. Ürperiyorum. Bir at kestanesi durmadan yaprak döküyor yalnızlığın so- kaklarında, örtüyor ömrümün ilk yazını. İçimde bir çocuk, yalın ayak koşuyor yaşlılığa doğru, binlerce kez yenilmiş umut ölülerini çiğneyerek. Sahi yaşlılık, derin bir iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür hanım?
NOT : Ayrılığa dair şiirler içerir , kafa yapar.
İki gün önce aldığım Şükrü Erbaş'ın iki kitabından birisiydi " Bir çınlama boşlukta " kitabı. Bu kitaptaki 6-7 şiir, " Kum ile Su" eserindeki şiirlerle aynıdır. Okudukça okuyorsunuz , sıkılmak ne mümkün... Ömür Hanım'la güz konuşmaları yazısı da bu kitaptayken tadından yenmedi. " Yazgı " ve "Seni korumak için " adlı yazılarını mutlaka anlayarak okumaya çalışın. Çok ehemmiyetli konulardan bahsediyor. Muhteşem bir eserdi , denemek isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar