Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
CAN YAYINLARI 7 TL TAM LİSTE
Liste elime ulaşınca yazar ve fiyat araştırması yapıp, not aldım. Umarım sizin de işinize yarar. Kampanya temmuz sonuna kadar D&R mağazalarında geçerli. İnternet satışlarında geçerli değil. ♥️Listeyi gönderen sevgili Bahar’a teşekkür ediyorum. Bundan önce 72 kitap daha var. Onlar el yazısıydı ekleyemedim buraya. Instagram hesabımdan
Onlar, "Anadolu Aydınlanması" adı altında ne yazık ki çok kısa süreli ama yine de gücü süresiyle ters orantılı bir aydınlanmayı gerçekleştirdiler. Ama zamanla, daha doğrusu 1938'de Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün hemen ardından devlet ve onu yönetenlerin çoğu, "fikri hür, vicdanı hür" kuşaklar yetiştirmek yerine, kazara böyle yetişebilmiş kuşaklara karşı kendilerini koruma kaygısına düştüler. O zaman, Köy Enstitüleri kapandı. Tercüme Bürosu kapandı. Tercüme Mecmuası kapandı. Halkevleri kapandı. "Anadolu Aydınlanması" son buldu.
Reklam
Kitap, Klasik, sansür
Köy Enstitüleri'ndeki öğrenciler, yılda en az yirmi beş klasik okumak zorundalar. "Sakıncalı kitap" kavramının ortaya çıkmasına daha yıllar var. Klasiklerin içinden "sakıncalı" cümlelerin ve pasajların ayıklanmasına da öyle.
Şairi ve Şiiri engelleme, yakma ve silme
Durum gerçekten çok tehlikeli. Çünkü önceleri kimi şairler kitaplara hiç alınmazdı. Durum vahim ama açıktı. Sonra kalkıp şairleri yaktılar. O durum da korkunç, feci ama açıktı. Şimdilerde ise kitaplara aldıkları şairlerin şiirlerini 'sakatlıyorlar'. Şairleri kitaplara alıyorlar ama 'kendi istedikleri gibi' söyletmeye çalışıyorlar. Yani onları bir anlamda siliyorlar.
Zamanı Okumak
Yazı adına ne okursak okuyalım, gerektiğinde hepsini "zamanı okumak" için seferber etmeyi başaramadığımızda, okumamız ve okuduklarımız da bir işe yaramamış demektir. Zamanı okumak, yaşanan zamanı kavramak, onu avucumuza alırcasına görebilmiş olmak demektir; yani zamana yalnızca bakmak, hiçbir zaman yeterli değildir.
Kafka'nın Şato'su Silivri'de mi?
Belki de Silivri'deki, Kafka'nın Şato'sudur. Belki de Albert Camus'un yirminci yüzyıla takmış olduğu "Korku Çağı" adı, bizim diyarlarda ancak şimdi, yani yirmi birinci yüzyılda geçerlik kazanıyordur. Malum ya, bizim diyarlara her şey biraz gecikerek gelir. Matbaa, iki yüz yılı aşan bir gecikmeyle gelmişti. Dahası, örneğin Rönesans, hiç gelmedi. Aydınlanma Çağı, daha başlamadan bitiverdi. Eleştirel düşünce tohumları, inançların karartmaları arasında görünmez oldu.
Reklam
Kültür, yaratıcı eylemi elverişli kılan toplumsal düzendir. Will Durant
Bir alışkanlığımızdan hiçbir zaman kurtulamadık. Kalabalık bir odada veya salonda otururken ve diyelim dışarıda hava çok çok soğuk iken açılmaması gereken bir pencere açıksa eğer ve bu yüzden üşüyorsak - genelde ne yaparız? Kalkıp o pencereyi kapatır mıyız? Hayır. Genelde tek yaptığımız şöyle demek olur: "Nedir bu, içerisi buz kesti! Şu pencereyi kapatsalar ya!" Evet, kapatsalar ya! Yeter ki, biz yerimizden kımıldamayalım. Bir pencereyi kapatmanın sorumluluğunu bile üstlenmeyelim. İyice üşütüp hastalanmak pahasına bile olsa.
Sayfa 78 - Doğru Soruları SormakKitabı okudu
"Aydınlanma gerçekleşseydi bu ülkede..." diye geçirmiştim o akşam aklımdan, "ben şimdi böyle bir suratla karşılaşmayacaktım."
Sayfa 103 - Aydınlanma, TehlikelidirKitabı okudu
İnancın bağnazlığı bulaşıcıdır.
Din alanında koyu bağnazlığın yoğunluğuna vardırılmış bir inanç, yalnızca dinle sınırlı kalmaz. Başka deyişle, inancın bağnazlığı bulaşıcıdır. Böyle toplumlarda yaşayanlar, kendilerini bir kez inanmanın esrikliğine ve ödünsüzlüğüne kaptırdıktan sonra, artık her alanda ve her konuda kendi inançlarını egemen kılmayı kutsal bir hedef, bir misyon olarak benimseyeceklerdir. Çünkü onlar, eleştirel düşünmenin yanından bile geçmediği bir potada yoğrulmuşlardır. Ve bu nedenle sonunda, hangi alanda olursa olsun, kendilerininkinden farklı inançlara sahip olanları anlamaya çalışmak yerine, onlara kin bağlayacaklardır.
Sayfa 118 - Dindar mı, Kindar mı?Kitabı okudu
Reklam
1984'teki Yenisöylem diliyle benzerlik...
Felsefenin "iklimi" dildir. Kavram ve terim üretilebilmesini olanaksız kılacak kadar unutulmuş ve yutulmuş bir dilde, felsefe yapılabilir mi? Felsefenin yapılamadığı bir dilde, düşünülebilir mi?
Sayfa 133Kitabı okudu
"Akhilleus ile Siegfried'in genç ölmüş olmaları son derece adil bir sonuç. Yeryüzünün sonunda insanlara ait olabilmesi için bütün tanrıların ve onların piçlerinin dünyadan sonrasız sürülmesi gerekiyor. Aslında her mucize bir suç eylemidir, çünkü insanların eylemde bulunmalarını engeller; mucizeler, dünyayı bir bekleme odasına dönüştürür..." Manès Sperber
Sayfa 158 - "Gerçek, Hiçbir Yalana Benzemeyen Bir Şeydir..."Kitabı okudu
Yaşananlar, hiçbir zaman kendiliğinden tarihe dönüşmez. Yaşananların kendiliğinden varabileceği tek nokta, geçmiş olmaktır ve geçmiş, tarih ile eşanlamlı değildir.
Sayfa 166 - Gezi Parkı'nı Doğru OkumakKitabı okudu
"Bugün sözcüğünü kullanma hakkının aslında yalnızca kendini öldürmek isteyenlere ait olması gerekir; onların dışındakiler için bu sözcük kesinlikle hiçbir anlam taşımaz..." Ingeborg Bachmann
Sayfa 179 - Hayat Ertelenmeye GelmezKitabı okudu
182 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.