Özet olarak, insanımıza, geri kalmış ya da az gelişmiş değil; fakir düşmüş, yani gücünü kaybetmiş bir varlık olarak bakmak düşünülebilir. Yani, ilkel bir topluluk değil, servetini kaybetmiş soylu bir topluluk denebilir.
Olayların ortasında bir sevgi ilişkisi. Öğretinin anlamsızlığı ve yarım kalan isteklerin acıklı yaşantısızlığı. Kişisel sorunların verdiği yorgunluğun içinde hareket ihtiyacı ve eylem açısından canlı geçmiş sayılabilecek bir yaşantının cılız bir tekrarı.