Süreyya Hanım, vazodaki karanfillerin artık çöpe atılması gerektiğini söylerken, Nazmi Bey, "Dur atma sakın," diye atılıyor heyecanla.
Orhan, Babalar Günü'nde getirmişti bu karanfilleri. Bu yüzden bu kadar önemsiyor, diye geçiriyor içinden.
"Ama bak üstleri sarardı, eskisi kadar güzel değiller artık."
"Ben de eskisi gibi güzel değilim." diye karşılık veriyor Nazmi Bey. "O zaman beni de kaldırıp at."
Sayfa 41Kitabı okudu
"Türkiye'de resim yapmak insanın bağıra bağıra konuşması gereken bir ülkede dilsizliği seçmek gibi bir şey."
Sayfa 633Kitabı okudu
Fuat da sordu Şükrü Paşa da:Hayat nedir?Fuat'a, bu soru abestir,dedim.Abestir,abestir...İnsan bunu niye sormalı?Kitap okuyanlar,akılları karışanlar sorar!
"... Bu hayatta bir şeyler yapmalı. Onu doldurmalı. Her şeyin ötesine geçmeli... Bir şeyler yapmalı. Bu yaptıklarını insan başkalarına duyurmalı... "
Sayfa 135
"Sıradan şeylere, sıradan bir hayata her zaman karşı koymalı. Ama bu yetmez. Gürültü patırtı etmeli..."
Sayfa 137
Bir şey yapmak gerektiğini anlıyor ama bunun ne olduğunu bulamıyorum.Şunlar yapılabilir: Bir:Program ve disiplinle uzun süre okumak; iki:Bir şeyler yazmaya kalkışmak; üç: ...
Eğer denge denen şey hayatın akışına kendini bırakmaksa...Eğer kolay mutlu olmaksa denge,biraz dengesizleştim galiba...
Ben de ona o zaman Meclis'i halkın seçmesi gerektiğini söylerim.O da bana halkın kendisine yararlı olanı değil,gözünü boyayanı seçeceğini söyler ki,bu da doğru.Şimdi bir serbest seçim yapılsa,ikinci,üçüncü partilere izin verilirse bütün hacılar,hocalar,madrabazlar Meclis'e girer.O zaman onların Meclis'e girmesini engelleyecek kanunlar koymalı:Mesela din siyasete alet edilemez,üniversite bitirememişler milletvekili olamaz,sonra tüccarlar ve ağalar Meclis'e giremez.Sonra halkı da iyi insanları seçecek bir şekilde eğitmeli!
"Ben ne olmak istemediğimi biliyorum,ama ne olmak istediğimi bilmiyorum!" diye düşündü.