"Dink," dedi Graff, "ego te absolvo."
"Siz ne sanıyorsunuz bilmem ama bu söylediğiniz Felemenkçe değil," dedi Dink.
"Latince. Katoliklerin günah çıkarma metninden. Senin günahlarını bağışlıyorum."
"Ben Katolik değilim."
"Ben de rahip değilim."
Ve yine babası defalarca demişti ki iyi bir eş, kocasına onun hoş karşılamayacağını bildiği tavsiyeleri bile vermekten kaçınmayandır ve karısının bilgeliğini duyamayacak kadar budala bir adam, hiçbir kadının kocası olmaya layık değildir.
Bu eski bir fen dersi öyküsüdür. Dikiş makinesi icat etmeyi isteyen insanlar devamlı başarısızlığa uğradılar, çünkü daima iğneyi kumaşın içinden iterek ve ipliği iğnenin arkasındaki delikten geçirerek, elle yapılan dikişin hareketlerini taklit etmeye çalışıyorlardı. Bu yapılması gerekli bir şey gibi görünüyordu. Ta ki biri deliği iğnenin ucuna almayı ve bir yerine iki iplik kullanmayı akıl edene kadar. Tümüyle doğaya aykırı, dolaysız bir yaklaşım ve iş buna gelince, ben hala anlamıyorum.
"Hayatımızı herkesin içinden neler geçtiğini tahmin ederek geçiririz ve doğru tahmin edecek kadar şanslı olursak 'anladığımızı' sanırız. Ne saçmalık. Bilgisayar başındaki bir maymun bile ara sıra bir sözcük yazacaktır."
"İsteklerini anladığında, hiçbir insan değersiz değildir. Kimsenin yaşamı sıfır değildir. Kadınların ve erkeklerin, en kötülerinin bile kalplerini anladığınızda, günahlarının en azından küçük bir kısmını affettirecek cömert bir davranışı vardır."