Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Özlediğin, gidip göremediğindir; ama gidip görmek istediğin. Özlem, gidip görememendir; ama gidip görmek istemen. Özlediğin, gidip görmek istediğin- ama gidip göremediğin. Özlem, gidip görmek istemen- ama, gidememen, görememen; gene de istemen.. Oruç ARUOBA
ama, belki, sürdürdüğüm, bitmiş birşeydir oruç aruoba
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Reklam
Oruç Aruoba
"Kendi yolunu bulamayan, bütün yolları boşuna yürür."
"Dünya ne ise oydu; Ben ne isem o oldum Uyuşamadık. Hepsi bu." Oruç Aruoba
Özlem, bir türlü sönmeyen bir yangındır — Özlem yakar —herşeyi... Özlem herşeyi yakandır — ancak da herşeyi yaktığında, özlemdir... oruç aruoba
Oruç Aruoba
Oruç Aruoba
Uygar kişi acı çeken insandır. Ama 'üzüntü' değildir bu; bir "vah vah" değil. Dünyanın temelden bozuk olduğu duygusu gelir uygar kişiye zaman zaman - o zaman acı çeker. Üzüntüden çok da kızgınlıktır duyduğu.. Oruç Aruoba
Reklam
Oruç Aruoba ~ Çıkış
“yerini yitiren kişi, yola çıkmak zorundadır. yola çıkan kişi, yeni bir yer arıyordur. -ama yola hep bir (eski) yerden çıkıldığınıda unutmaz: her varılan yerin de (yeniden) bir yola çıkış yeri olabileceğini..”
“bak bir rastlantı değilsin sen; şu garip yaşamımın ulaşmak zorunda olduğu bir noktasın.” — oruç aruoba, ile (s.77)
Oruç Aruoba
Yaşamın, sana, bilmediğin, anlamadığın bir dilde; yabancı, tanımadığın bir üslupta, şarkı söyleyen biri gibi gelecek: Söylenen şarkı seninle ilgiliymiş, senden söz ediyormuş gibi bir duygu duyacaksın hep; ama, hep de, bilmediğin, anlayamadığın bir dilde, sana yabancı, tanımadığın bir üslupta olacak duyduğun…
Oruç Aruoba
Her şeyi, hep geciktiririz — sonra, düşünmüş ama yapmamış olduğumuz bir sürü şeyin yükü, birden, aniden, tek bir günde, gelir, yüklenir omuzlarımıza.
Reklam
birleştirmiyorum, içimdeki kopukluklarla, dışımdaki bozuklukları. oruç aruoba
Felsefe ~ Şiir
— Felsefeyle özellikle şiiri bir hayli yakın buluyorsunuz. Şiiri ayrıcalıklı kılan ne? Oruç Aruoba: “Yakın” değil, neredeyse özdeş buluyorum. Şiir, felsefe için, tek ayrıcalıklı sanattır—bütün öteki sanat dallarını teker teker ve birlikte ele alıp, “genel” sanat içinde nasıl yanyana bulunduklarını ortaya koyabilince, şiir hep ayrı durur—hepsinin altında ya da üstünde, ama yanında değil... Şöyle: her bir sanat dalı kendine özgü “malzeme”siyle—kağıt, çizim, renk, taş, ses, vb— anlam kurar; oysa şiir anlamla anlam kurar—malzemesi de ürünü de anlamdır. Tabiî ki dili—sözcükleri ve tümceleri—kullanır; ama, bunlarla—onların anlamlarıyla—kurduğu, başka, yeni bir anlamdır. Kendine ‘verilmiş’ olan ‘doğal’, ‘gündelik’ dil içinde varolan, işleyen anlam birimlerini yeni bağlantılar içinde işleyerek, daha önce varolmayan anlam bütünlükleri kurar, yaratır. —Haydi bir küçük örnek: “duman”ın da “dağ”ın da ne anlama geldiğini biliriz; ya, bir dizede “dumanlı dağlar” kuruluşu geçince, ne anlarız—şair ne demektedir?.. •Kaan Özkan, Notos Edebiyat Dergisi, Ağustos-Eylül 2010
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.