Değişen koşullarla geçmişi ihya etmenin, sorunların çözümüne çare olmadığı gerçeğiyle yüzleşen Osmanlı devlet adamları, bu kez çareyi sınırlarının dışında; Batı Avrupa ülkelerinin deneyimleri, kurum ve değerlerinden yararlanmakta buldu. Bu nedenle 19. yüzyılda gerçekleşen bu reformlar veya modernleşme hareketleri aynı zamanda Batılılaşma hareketleri olarak da adlandırılır.
Sayfa 52 - Atlas Tarih DergisiKitabı okudu
18. yüzyılda Doğu Avrupa'nın gülünç ve korkunç batıl inançlannın sembolü haline gelen vampir, 19. yüzyıla gelindiğinde bir taraftan politik tartışmalarda sıkça kullanılan pejoratif metafor bir taraftan da gotik-romantik edebiyatın popüler karakteri hüviyetlerini kazandı. Batılılaşma hareketleri 19. yüzyılda Osmanlı toplumunun her alanında etkilerini hissettirirken Osmanlı'nın Avrupa'da kaybettiği topraklarda yeşeren vampirin Batı'daki popülaritesi, eski bir Osmanlı hurafesi olarak değerlendirilen fenomenin yeniden yorumlanmasına yol açtı.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
335 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
İlber Ortaylı İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı adlı eserinde Tanzimat döneminin özelliklerini, kişiliklerini ayrıntılı olarak geniş bir bakış açısıyla ele almaktadır. Yazar, Tanzimat dönemi başlığı altında siyasi, diplomatik, hukuki, askeri, mali birçok konuya değinmekte, Batılılığın ve Batılılaşmanın ne olduğunu anlatmaktadır. Değişen zaman
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,419 okunma
Devletin teokratik yapısı dolayısıyla şeriatın yorumcu ve uygulayıcıları her iki alana da hakim olmuşlardır. Yenilik (veya ıslahat) kapısını açıp kapamak, şeriatı uygulayan kuvvetin, ilmiye sınıfının nüfuzuna bağlı kalmıştır. Bu yüzden bilhassa ıslahat devrelerinde, Osmanlı sosyal ve siyasal yapısına, zamanın icaplarına uygun kaideler ya hiç girememiş, ya da çok geç ve pek kısmi olarak iktibas edilmişlerdir
Osmanlı devletinin asıl karakteri teokratik olmasıydı. Bir ailede (Hanedanı Ali Osman) toplanmış olan hakimiyet, toplumun dışında ve üstünde, beşeri ve dünyevi olmayan bir kaynaktan geliyordu: Tanrı. Böylece, Batıdaki eşlerinde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nda da hakimiyetin sahibi millet değil Tanrı idi.
Osmanlı'da reform girişimlerinin hızlandığı, yenileşme hareketlerinin arttığı dönemin Tanzimat'la beraber başladığı kabul edilse de, Tanzimat, çok sahada II. Mahmut ile yakından ilgilidir. Çünkü II Mahmut zamanı, bütün batılılaşma tarihinde tamamı ile ayrı ve yeni bir devrin başlangıcıdır. Bunda, dönemin en önemli özelliğinin, yenileşme hareketlerinin batılılaşma anlayışı ile bütünleşmesi ve sadece askeri alanda olmayıp, sosyal ve kültürel alana da kaymış olması etkilidir.
Sayfa 99 - Gazi Kitabevi, 6. BaskıKitabı okudu
Reklam
·
Not rated
Dünya siyaset şartlarındaki değişme dolaysıyle Osmanlı dünyaya nazaran bir parça (bugünküyle mukayese edilir gibi değil) geri düşünce* bu geri kalmışlığı güya telafi etmek amacıyla girişilmiş olan inkılap hareketleri ilk defa tanzimatla su yüzüne çıkmıştır. Su yüzüne çıkan bu batılılaşma hareketinden sonra ‘’ilerici’’ şahıslar birtakım Fransız kanun-i medenisini alıp tercüme ederek Türkiye'de tatbik etmek istiyorlardı. Çünkü islam hukukunda kanun yoktur içtihadlar vardır. Bu içtihadlar da teşvik edildiği için (çünkü bir müçtehid içtihadında isabet ederse iki sevab etmezse bir sevaba nail olur emri vardır) islam hukuku dünyada hiçbir hukukun eline su dökemeyeceği ölçüde genişlemiştir. Bunun içinden çıkamayınca eslem olan maslahatlardan en iyi olanı bir kanun metni yerine koymak yerine ucuza ve kolaya talip oldular bunun neticesinde Fransız kanun-u medenisini 1860'larda alıp Türk milletine tatbik etmek istediler. Büyük hukukçu
Ahmed Cevdet Paşa
Ahmed Cevdet Paşa
buna karşı çıktı ve islam hukukundan da böyle bir kanun metni yapılabilir dedi.
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye Küllî Kaideler Şerhi
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye Küllî Kaideler Şerhi
böyle vücuda geldi. Lakin mecellenin hükümleri topladığı içtihadlar itibariyle ekseriyetle hanefi fukahasındandır. Ama mecelleye şafi olan bir mü’min de mecburdur. Neden ? Çünkü halifenin iradesiyle o emredilmiştir. Bunun manası çoktur. Bir içtihad umum müslümanlar için mabihil iktida (yani uyulması gerekli bir kaide) olmaz. Her insan kendi içtihadında hürdür. Bu İslamda hürriyetin tabi bir icabıdır.
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye Küllî Kaideler Şerhi
Mecelle-i Ahkam-ı Adliye Küllî Kaideler ŞerhiMehmed Âtif Efendi, Kuyucaklızâde · Hikmet Evi Yayınları · 20202 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Osmanlı Dönemine ait eser, İstanbul insanının Lehçesiyle yazılmış. Osmanlıca kelimeler günümüz Türkçesine, çevirilmiş, söz dizini bozabilecek olanlar ise tamlayan ve tamamlanan ekleriyle desteklenmiş. Fransızca kelimelerin anlamları ve okunuşları ayrıntısı çok ince düşünülmüş. Yormayan bir okumaya vermiş olduğu emekten dolayı ÖZLEM GÜNDOĞDU Hocam
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Puslu Yayıncılık · 20197.5k okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
İnalcık'ın on makalesinin derlendiği bu kitapta ilk olarak Modern Türk Tarihçiliği üzerinde duruluyor. Sosyolojik, ekonomik ve antropolojik yaklaşımlara yer veriliyor. Gökalp ve özellikle Köprülü'nün bu alanın temellerini nasıl attığı detaylıca anlatılıyor. Hermenötik, oryantalizm kavramları oldukça net bir şekilde ve tarihsel olgulardan örnekler verilerek açıklanıyor. Özellikle hermenötiğin tarihteki, edebiyattaki ve dindeki tezahürlerinin nasıl olduğu ve ne ölçüde etkili olduğu harika ifade ediliyor. Sonrasında Selçuklu ve Osmanlı'da din ve kültür olgusu masaya yatırılıyor. Dinin halkın ve saray erkanının nazarında ne ifade ettiği, tarihsel süreç içerisinde hangi değişimler geçirdiği anlatılıyor. Osmanlı toplumuna yön vermiş Bektaşilik, Mevlevilik, Kalenderilik, Alevilik, Hurufilik, Şiilik gibi olgulara karşı Osmanlı toplumunun ve devletin bakış açıları nasıldı; hangi dönemde hangileri benimsendi ve diğerlerine karşı kuvvetli sindirme politikaları nasıl uygulandı, çok net ifade ediliyor. Son bölümlerde ise Cumhuriyet dönemi sonrası batılılaşma hareketleri ile birlikte laik-muhafazakar çatışması işleniyor. Ele aldığı konular, verilen tarihsel örnekler ve kaynaklar, konunun sosyolojik tetkiki olayı anlaşılır kılması açısından gerçekten muhteşem. İnalcık'ın konjonktürel bakış açısı da geçmiş ve bugünü anlama noktasında müthiş tespitler barındırıyor.
Türklük Müslümanlık ve Osmanlı Mirası
Türklük Müslümanlık ve Osmanlı MirasıHalil İnalcık · Kırmızı Yayınları · 2014168 okunma
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.