336 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar, kitap hakkında kısaca bir şeyler yazmaya geldim.
Yazardan okuduğum ikinci kitap bu sanırım üçüncüsü de 
Hayır De! olacak. En kısa zamanda diyorum...
Kitap yazarın, daha doğrusu savaş karşıtı bir yazarın savaşa bakış açısını okuyoruz. Çoğu yerde tekrara düşmüş olsa da ( sanıyorum ki üslubu bu yönde ve rahatsız etmiyor.) öyküler birbirinden çok bağımsız olsa da ben çok sevdim. Bir yandan Tanrıyla iç savaşı, onu sevmemesi ( başına gelenlerden sorumlu tuttuğundan) diğer yandan ona sımsıkı sarılması vs...
Ayni zamanda kitapta kocaman bir haykırış söz konusu. Bunu yarım ağızla kurduğu kisa cümlelerden çok net anlıyoruz. Ve bu olay sizi kitaba daha çok yakınlaştırıyor. ( sonuçta biz okurlarin bazı şeylerin muallakta kalmasını istiyoruz.)
Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. Kitabi hazmederek okumak gerek ben beraberinde başka bir şey okumadım iki ileri bir geri olduğundan ve öyküleri birbiriyle ilişkilendirmek adına yavaş yavaş okudum. Tavsiye ederim. :)
Okur Takip Önerileri
114 syf.
9/10 puan verdi
Merhabalar dostlarım, gene tavsiye üzerine okuduğum kitap üzerine az biraz konuşmak istiyorum tavsiye eden 
SİNEM ERKAN hanıma teşekkür ederimm :)
Rand'ın okuduğum üçüncü eseri tiyatro oyununu izlediğim hissini veren bu kitabi çok sevdim. Rand'ın kitaplarını ve kendisini bilen bilir zaten insan ilişkilerini anlatış şekli, insanları koyduğu kefeyi insanları diyorum ama derdi hiçbir zaman vücutlar, ahlaki normlar insanların tamamı olmadı ki ahmaklardı onun derdi bu kitapta da var ahmak insanlar, ilişkiler evet ( bir yandan hayranlık uyandıran diğer bir yandan iğrendiren ilişkiler..)
Gelgelelim asıl bize anlatılanin ne olduğuna kitap önceden hükmü belli olmayan bir cinayet davasını jüri üyelerini mahkeme salonunda bulunanlar arasında seçilen gizemli ve sürükleyici bir davayı anlatışıyla yasaların zenginlerden yana olmasına kadar birçok yönden ele alınabilecek muazzam bir kitap.
Katil var mı yok mu ? Var ise bu kim ? Bunu siz ve vicdanınız karar verecek.
Keyifli okumalar.
En '
Eğer insanın dünyadaki görevinin salt kendi keyfini düşünmek olmadığına inanıyorsanız;
eğer aşkın sadece yatak odasında yaşanan bir şey değil salonda, mutfakta, çocuk odasında da kendini hissettireceğine inanıyorsanız; eğer sıcak yuvasında şömine karşısında oturmanın bir insan için en kutsal yer olduğuna hemfikirseniz; o zaman bu erdemlerin diz çöktürmesini beklersiniz.
