“Bugün artık “Almayı da Öğrenme” vaktidir”
Kendimden özür diliyorum.. Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum bastırdım olsun dedim insanlık bende kalsın. Ben en iyisini yaşatayım ki istemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep
ᴀɴɴᴇʟᴇʀ ɢᴜ̈ɴᴜ̈ɴᴇ ɪɴᴀɴᴍıʏᴏʀᴜᴍ!!!
Can Yücel’e ‘ neden hep babana şiir yazarsın?’ Sorusunu yönelttiklerinde, ‘ Ben anneme şiir yazacak kadar şair değilim.’ der. Başka anneleri bilmem ama bu söz sende var olup, her bir alın kırışıklığına tesir ediyor. En ama en çok sana yakışıyor. En çok sen de anlam buluyor. Şimdi sana bu dünyanın kirinden arınmış bir ben yani o 12 yaşındaki
Reklam
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Günaydın 1k dostlarım
Bugün güzel bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Kendimden özür diliyorum! Yaşadığım süre boyunca hep MERHAMETİMİN arkasında yürüdüm. Beklentilerimi arkada BIRAKTIM. Kimseden hiçbir şey BEKLEMEDİM, doğrusu bu sanıyordum çünkü... Yaşadıklarımı, yaşamadıklarımı hep içimde sakladım. SUSTUM bastırdım olsun dedim, İNSANLIK bende
Oysa benim ezbere bildiğim tek şiir, onun kirpikleriydi ve o benim yüzmeyi bilmediğim halde boğulmak istediğim tek denizdi...
Belki de böyle başlamalıyım yazmaya. Kendimden başlamalıyım. Benden uzak olan onca şeyi yazmaya çalışmak, en azından bunun çabası, delilik olmalı. Ben, benden uzak olan bir şeyi nasıl yazabilirim ki? Onu yazabilmek için önce onu anlıyor olmam gerekir. Oysa onu anlamak için, benden bir parça olmayan, benim bildiğim gerçekliğimin dışında olan bir şeyi, yine ancak kendi duyularımla veya bu gerçekliği anlayış biçimimle anlayabilirim. Oysa o şey öyle uzak ki bana. Belki de bu yüzden hep bir şeyleri yazıyorken o hissettiğim eksiklik duygusuyla tamamlayamıyorum yazmaya çalıştıklarımı. Ama benden uzak olan bir şey varsa, o şey yine benim. Kendim. İçinde bulunduğum, içimde bulunduğum bu şey onu anlamlandırmaya çalıştığım her anda daha da yabancılaşıyor bana. Dahası bu şeyin içinde yapayalnızım. İçine konulduğum bu yerin, bu evrenin yarıçapını hesaplayıp benden olmayan şeylerle benden olan şeylerin hacimlerinin oranıyla bulabilirim belki yalnızlığımı; nicel olarak böyle bir sonuca ulaşabilirim en fazla. Ama kafamın üstüne dikilen kainatla, benden başka kimsenin ulaşamadığı o yerde daha da yalnız değil miyim? O şeyin çapını hesaplayamam ki. Suretler, utangaç anlarım, bağrışmalar, ayrılıklar veya aşklar. Hepsi bir şekilde orada yer edinmiş, birileri tarafından konmuş. Ben koymadım onları oraya. Bazen tutup yalan uydurup kandırasım geliyor, bu kafamın üstündekini yöneten adamı ama beceremiyorum. Ben oradayım. Yalnızlığımda bir şeylere daima maruzum. İnsanın yalnız kalma korkusu, o şeylere maruz kaldığından mıdır?
Reklam
286 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.