Dünyada her mesafe ölçülür de iki gönül arasındaki uzaklık ölçülemez, der yazar.
Kitapta ana hikaye bir şeyhin oğlu olan anlatıcının üniversitede platonik aşka kapılmasıyla dinden, tarikattan, kendinden ve hayattan uzaklaşmasını konu ediniyor. Bir kaç yan hikaye de bu esnada akıp ana hikayeyle kesişiyor.
Olayları, uyuşturucu ve ilaçların etkisiyle gerçekligin sınırlarında yaşayan karekterin zihninden görüyoruz.
Kitap, Mehmet Eroğlu'nun kitaplarını anımsattı bana fakat onlara göre daha çok psikolojik ve dini öğeler barındırıyor.
Rahatça, akıcı ve sürükleyici bir kitap olduğunu da söyleyebiliriz.
Kitap bir de tarikatın amacı olan ilahi aşk ile kul aşkı arasındaki benzerlik ve ayrımı görmemizi sağlıyor. Biri, insanı tüketirken öteki var ediyor.