Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aişe Nur Özkara

Aişe Nur Özkara
@ozkaraayse
Okur, Yazar, Çizer, Gezer
87 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
“Evet, bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuz. Bu memlekette kadınlar, erkeklere kurban diye sunulmuş, hem zevklensinler hem işlerini gördürsünler hem de öldürsünler diye...”
Reklam
Aişe Nur Özkara tekrar paylaştı.
Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız ,günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi.Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız, günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı.Yani başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir. Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikayeyi ne kadar süreyle takip ettiğine bağlıdır.
375 syf.
·
Puan vermedi
Bazen kelimeler kifayetsiz kalır. Bazen anlatmak yetersiz hir eylemdir ve içinizi açıp göstermek, içinizde yaşatarak öğretmek istersiniz. Kitap tam olarak bu denli muhteşem... İnsani duygularınızı hatırlatan, şu karanlık çağın içerisinde pas tutmuş o güzel duygularınızı kamçılayan, kendinizi sorguladığınız, ailevi ilişkilerinizi sorgulatan, kendi karanlık tarafınızla başbaşa kaldığınız, aşkınızın, hayat arkadaşınızın seçimini bir kere daha düşündüğünüz binbir duygunun ve binbir kapının açıldığını muhteşem kitap... Ama en önemlisi din, dil, ırk fark etmeksizin toplumsal cinsiyet eşitliğinin yalnızca bir kadının mücadelesi olduğunu değil, bir erkeğin de bu mücadelenin baş kahramanı olduğunu öğreten eşsiz bir roman...
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"... Bazı şeylerin konuşarak, yüksek sesle anlatılamayacağım öğrendim, yazmaya başladım. Barthes’m tabiriyle "yazı'nın büyüsüne..."
"Bazı bazı, gerçek yaşamım daha başlamamış gibime geliyor. Şimdi buradan çekip alın beni, varolma nedenleri verin bana. Ben bu nedenleri bulamaz oldum. Kurtulmuş olabilirim; ama neye yarar? Bu kullanılmayan özgürlük bana acı veriyor. Ona suç demek isterseniz, suç diyelim, suçumdan bıktığımdan değil bu, bana inanın; ama kendime hakkımın sınırlarını aşmadığımı kendi kendime kanıtlamayalım."
Reklam
"O kadar gençliğin parıldadığı bu yüzler üstüne şimdiden bu kadar çirkinliği hangi yorgunluklar, hangi kusurlu davranışlar, hangi tembellikler işlemiş? O güzel bedenleri hangi aşağılık çalışmalar bu kadar erken bükmüş? Batışa benzer bir şeyler var bu işte..."
"Güçlüler için güçlü sevinçler, zayıflar içinse, güçlü sevinçlerin yaralayacağı, zayıf sevinçler vardır bence. Azıcık bir haz sarhoş ediyordu onu; bu haz azıcık daha arttı mı dayanamaz oluyordu. Onun mutluluk dediği, benim dinleniş dediğimdi, bense ne dinlenmek istiyordum, ne de dinlenmeme olanak vardı."
"artık geçmişi dinlemiyordum. Eski bir yanıt benim yeni sorumu nasıl karşılayabilirdi ki: insan daha ne yapabilir? Benim için bilinmesi önemli olan buydu işte. İnsanın bugüne kadar söylediği, bütün söyleyebileceği miydi? Kendi kendisi hakkında bilmediği hiçbir şey kalmamış mıydı? Söylediklerini yinelemek mi kalmıştı yalnız?.. Ve her gün, içimde, ekinlerin, eğitimlerin, törelerin örtmekte, gizlemekte, boğmakta olduğu el-sürülmemiş zenginliklerin bulanık duygusu büyüyordu."
"Ameles kaynağının suyu gibidir, yeni Platon'un anlattığına göre, hiçbir kapta tutulamayan su gibi. Her an, bütün getirdiğini geri götürmeli."
"Özlemler, acılar, pişmanlıklar, bunlar hep geçmişin sevinçleri, arkalarından bakılan sevinçler... Geriye bakmaktan hoşlanmam ben, kuşun havalanmak için gölgesini bırakması gibi ben de geçmişi uzaklarda bırakırım."
Reklam
"Ben her saatin yeniliğini dünün tam unutuluşuyla yaratırım. Mutlu olmuş olmak hiçbir zaman yetmez bana. Ölmüş şeylere inanmam, artık olmamayı da hiçbir zaman olmamış olmakla bir görürüm."
"... gelecek ne belirsiz bir gelecekti! Bir zamanlar ancak geçmişte tat bulurdum ben, dakikanın beklenmedik tadı da beni sarhoş edebildi, diye düşündüm, ama gelecek, şimdiki dakikanın büyüsünü bozuyor, bugünün geçmişin büyüsünü bozduğundan da fazla bozuyor..."
"Yapaylaştıkça beğeniyorlar kendilerini. Sözlerine bakarsan, en az benzedikleri kişi kendileri. Herkes bir kalıp seçip ona öykünüyor; hatta öykündüğü kalıbı bile kendisi seçmiyor; tümüyle seçilmiş bir kalıp benimsiyor."
"Bununla birlikte, yaşamak'tan ne anladığımı da, huzursuzluğumun gerçek nedeninin daha geniş, daha havalı, daha az zorlama, başkasına daha az kulak asan bir yaşamdan aldığım tat olup olmadığım da söyleyemezdim; bu giz çok daha gizemliymiş gibi geliyordu bana: bir dirilmişin gizi diye düşünüyordum, çünkü ölüler arasından gelmiş biri kadar yabancı kalıyordum başkalarının arasında, ilkin oldukça acılı bir huzursuzluk duyuyordum; ama çok geçmeden yepyeni bir duygu gün ışığına çıktı. İnanın, göklere çıkarılmama yol açan çalışmaların yayımlanışı sırasında hiçbir gurur duymamıştım. Şimdi duyduğum gurur muydu? Belki de; ama hiç değilse hiçbir kendini beğenmişlik bulutu karışmıyordu içine. İlk kez, kendi değerimin bilincine varmamdandı bu: beni ötekilerden ayıran, ötekilerden seçen şey, önemliydi; benden başka hiç kimsenin söylemediği, söyleyemeyeceği şey, benim söyleyeceğim şeydi."
408 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.