Hikâye içinde hikâye içinde hikâye...
İsmail Abi'nin deyişiyle "Olaylar olaylar!"
***
Aşina olduğum bu kalemi okumanın sevinci, tekrarının ne zaman olacağına dair bekleyiş ve belirsizliğin hüznü. Kendisi de diyor ya, "Beni umutsuzluktan ziyade belirsizlik çürütüyor. (Sf. 379)"
***
Butimar, Uzakların Şarkısı ve Dünyasızlar.
Ah Aziz Bey ah! Ne vardı bu kadar inatçı, dediğim dedik, burnu havada, bencil ve umursamaz olacak? Böyle davranınca sana daha mı çok "erkek" dediler? Yoksa daha mı güçlü göründün, daha mı mücadeleci oldun hayata karşı? Peki başı dik bir yaşam uğruna kaybettiklerine değdi mi? Yaşayamadığın hayatın, sevgini gösteremediğin karın, evi terk
Aşık olduğu kızın kendisinden sınıfsal olarak üst düzeyde bulunan bir adamdan hoşlandığını ve onunla evlendirileceğini duyan 7. dereceden alt bir memur sınıfına mensup olan başkarakterimiz zamanla sevdiği kadına ulaşmasını engelleyen bu sınıfsal ayrım yüzünden yavaş yavaş delirmeye başlar.
Umutsuz bir aşka düşmüş olan kahramanımız bu sınıfsal farklılık ortadan kalkarsa aşık olduğu kadının kendisiyle evlenebileceğini düşlemeye başlar.
Zamanla kendini aslında daha üst bir sınıfa mensup bir birey olarak hayal etmeye başlar. Ardından da aslında herkesin hayran olup kıskandığı bir kişi olduğunu yani Fransa Kralı olarak hayal etmeye başlar.
Sınıfsal ayrımın baskısını daha fazla kaldıramayan karakterimiz zamanla tamamen deliliğe teslim olur.
Ve kendini ezen hayatta yer arayışını kaybeder , bu arayış umutsuzlukla sonuçlanır.
Yazarımız Rus hiyerarşisini çok etkileyici ve ironik bir biçimde kaleme almıştır.
Ayrıca bu sınıfsal ayrımın insanlar üzerinde yol açtığı baskıyı ve sebep olduğu olayları çok iyi bir şekilde yansıtmıştır.
Beni sonuyla üzen bu kitap okura her anlamda zevk veren bir şaheser olmuştur.
Okunmasını ve okutulmasını şiddetle tavsiye ederim.