Henüz yirmi yaşını bile doldurmamış olan kızın aşk hayatı, Carol'ınkinden çok daha elle tutulur görünüyordu. Bu durum onu huzurla özlem karışımı duygulara gark etse de Carol hayatının en hareketli anlarının çoğunun geride kaldığına kanaat getirmişti. Gece geç saatlere kadar süren tartışmalar, aslında olmaması gereken aşklar, muhteşem duygular, korkunç hisler, karlı tepelerden kazılıp çıkarılmış sözcükler, sonu gelmeyen sohbetler ve sonuçlarına aldırmadan verilen kararlar.
Halattan yaptığımız salıncak, sıra bende diye yükselen sesler, kırdığımız ağaç dalları, düşeceğini bile bile daha yukarı diye bağıran çocuklar…
Tam da sıran gelmişken yeter bu kadar deyip ipi söken anneler ve yarattığı hayal kırıklığı.
Yıllar geçse de özlenen hisler hep aynı .🗾
Peki yorgunluk geçer de illa ki
Ya Gülen gözler
Ve özlenen yüzler
Gülümsemeler
Özenle seçilmiş cümleler
Birikmiş olan herşey
Eksik kalan saniyeler
Geri gelirmi hiç
Sansüre vurulmuş şiirler
Hani ilk ilk çiçeğin yaprağı
Nerede kırılmış dalın kokusu
Geçermi hiç aynı kaldırımda yürümeden de
Zihinde yer alan hisler
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava
Havaya aldırmadan tat almadan devam eden hayat
Suyun taptazesinden bile bayat olmuş tatlar
En lezzetli yemekten bile zehirlenmiş mide
En güzel çaydan bile demlenmiş çayın yanına kederden gelen üzüntüler
Hasretten prangalar eskitmedim
Hiç olmadı ki adı hasret olsun
Hiç sevmedi ki adı Sıla olsun
Hiç düşünmedi Ki günü gelsin veda etsin
Ve bir kez olsun konuşmadı ki gülüşü bende güneşle aydın olsun.....