Son yıllarda bazı psikoloji meraklılarının hatta bazı ruh sağlığı
uzmanlarının insanları kesin çizgilerle narsistler ve narsist olmayanlar
olmak üzere ikiye ayırdıklarını gözlemliyoruz. Sosyal medyada narsisizm
hakkında konuşan gönüllü kurtarıcılar, narsist bireyler hakkında
aşağılayıcı, değersizleştirici, saldırgan yorum ve uyarılarda bulunuyorlar.
Kendilerine “empath” tanısı koyan narsist karşıtları, narsist bireyleri
karalamak, onlardan kurtulmak ve insanları onlardan kurtarmak yönünde
propaganda yapıyorlar. Empath kavramı bilimkurgu literatüründen ödünç
alınmıştır; aşırı empatik olan, ötekinin zihinsel ve duygusal kondisyonunu
paranormal düzeyde algılayıp hissedebilen kişi anlamındadır. Yani rasyonel
bir bakışla; empath oluş bir tür süper güç, empath’ler ise birer süper
kahramandır.
"Bebeği öldükten sonra annesinin yanına defnettiler. Ama iki mezar birbirine değiyor. Ayırıyorlar, yine değiyor. Kaç kez ayırdıklarını bilemiyorum. Ama bakın şimdi yine bir aradalar."
Genellikle bu tarz kötü varlıklar, bir ortama veya aileye musallat olduğunda hedef olarak kendilerine bir kişiyi seçerler. Bu kişi de ailede ki en zayıf kişi our. Fiziksel olarak değil ama ruhen en zayıf kişiyi seçtikleri bilinmektedir.
Bir Japon efsanesi der ki: Ne zaman ki boşluklara ve çatlaklara bakarsanız veya bakışlarınızı yarı açık bir kapıya yönlendirirseniz o zaman bu hayaletle tanışmak için fırsat yaratmış olursunuz.
"Rüya dilini yönlendirmemiz ve öğrenmemiz için beynimizin bizimle *konuştuğu* dili anlaşlır şekle getirmeyi kendimize telkin etmeliyiz. Örnek verecek olursak, kendi zihnimizden mesajlarını duvar yazısı şekline bürümesini isteyebiliriz. Sonra da tüm diğer düşünceleri zihnimizden uzaklaştırırız, istediğimiz ödevi açıkça formüle ederiz ve rüyada uyumayan bilincimize görev olarak yükleriz."
"Rüya, kalbimizden geçen hislerin, düşüncelerin doğaçlama bir varyassonudur ve bu anlamda son derece kıymetli bir bilinç halimizdir. Rüya diliyle bilinçaltında var olan tatminsizlik, rahatsızlık, istekler dışa vurma imkanı bulurlar."