Yüreğimin yap dediğini aklım yapma der.
Aklımın soylu bulduğunu yüreğimce dalkavukluktur.;
yüreğimin doğru bulduğuysa aklıma suç.
Bir yanım bahar rüzgarı gibi uçarı, tez canlıdır,
öteki yanim kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır.
Büyükbabama, “Fırat nedir?” diye sorduğunuzda, “Gündüzleri sevgilinin gözüne yansıyan ışıktır.” derdi, “Geceleri ise sevgilinin çözülmüş siyah saçları.”
...ruhun yıkanıp arındığı deli bir ırmaktır aşk.
Ama öğrenmek kolay değildir, bir kaplumbağa gibi sabırlı, başı göklere değen yalçın kayaları un ufak eden rüzgar kadar inatçı olmalısın...
...aşkın ne doğru düşünmeyle ne de mantıkla ilgisi vardı. Daha doğrusu, aşkın kendine göre bir mantığı vardı da bunun doğru düşünmeyle bir ilgisi yoktu. Bu tutkuların egemenliğinde olan bir mantıktı; akla sürekli çelme takan, dibe çeken, yanlış yöne kanalize eden, bambaşka karmaşık bir süreç...
Galiba sırların da bir ağırlığı var, insan o ağırlığı uzun süre taşıyamıyor.
Sadizmin kurucusu olan büyük Fransız felsefecisi Marquis de Sade, 'İşlenilen tek bir cinayet vicdanımızı sızlatabilir. Ama cinayetler artmaya başlayınca, onlarca, yüzlerce kez tekrarlanınca, vicdan susar' diyor. Bu yüzden savaşlar ölümü sıradanlaştırır.
İnsanlar cehennem azabından korkmadan iyi olabildiklerinde daha üst düzeyde bir uygarlığın ilk adımı atılmış olacaktır.
Yüreğimin yap dediğini aklım yapma der.
Aklımın soylu bulduğunu yüreğimce dalkavukluktur.;yüreğimin doğru bulduğuysa aklıma suç.
Bir yanım bahar rüzgarı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanim kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır.
Sana kızmıştım, doğru; ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?