"..insan, yeryüzünde ya da göklerde gördüğü her şeyin, yıldızların,hayvanların,mevsimlerin, kural görünüşlerinin, mutlu önlemlilik ya da uyum görünüşlerinin karşısında, saf mı saf, sorar: Bunu kim yaptı? Kim istedi?"
"Ağaç ile Aşk, her ikisi de, kafalarımızda bir düşünde birleşebilir. Her ikisi de, farkedilmez
bir tohumdan doğup büyür ve güçlenir, yayılır ve dallanır.."
"Ben yalnızca mutlu anlarımı bilmek istiyorum. Ruhum bugün ağaç oluyor. Dün, onu pınar olarak duydum. Ya yarın?... Bir sunağın dumanıyla havaya mı yükseleceğim,
yoksa ovaların üstünde ağır kanatları üstünde akbabanın güç duygusu içinde yükseklerde mi duracağım, biliyor muyum?"
"Gerçek, arı durumda, yüreği anında durduruverir......Ey Sokrates, evren bir an bile olduğu şey olmamaya katlanamaz. Tüm olanın kendine yetemeyeceğini
düşünmek çok şaşırtıcıdır!...... Ölümlüler ne için vardır? işleri bilmektir. Bilmek mi? Peki, bilmek nedir? Hiç kuşkusuz olduğu kişi olmamaktır....... Her şey hemen batıp gitme tehlikesinde, Sokrates de kalkmış bana bu umutsuz açıkgörüşlülük ve sıkıntı durumu konusunda çare soruyor!..."