Hasan kaleminden #karanlıktamonotoni isimli #öykükitabı ile geldim.
İçerisinde dokuz öykü barındırıyor.
Her biri birbirinden bağımsız. Bende ayrı tat bırakanlara kısa bir bakış atalım sizlerle;
Umut ya da arayış öyküsünde, hayatı sorgulayan adamın bilet eşliğinde dinlediği konuşmacıdan duyduğu
"Hayatın çıkışına kadar sizlere eşlik ediyor ve vardığınızdan emin oluyoruz" sözünün anlamına tanık oluyoruz.
Gölgede kaybolan renkler öyküsünde,
yeteneğine her zaman sonsuz güvenen ressamın geçim sıkıntısına ve evinde bulunan dostu farenin gözlerinde sonsuza kadar yetecek bir yiyecek bulmaktan ileri gelen sevinç parıltısına şahit oluyoruz.
Mutlu son öyküsünde, kendisine kiralık k*til tutulan adamın yaşadığı süreci ve sürpriz sonunu okuyoruz.
Yazarın kalemini sevdim sade ve anlaşılır, kitaba başlarken ön söz kısmı ise oldukça ilginç bir başlangıç oldu, okumanızı tavsiye ederim, kitapla kalın
@elpisyayinlari
~
#alıntı
~
"Girilen yolun çıkmaz sokak olduğunu söylemek mi yoksa devam edildiğinde çıkmaz sokak olmama ihtimali olduğunu söylemek mi yolda bulunan için daha sağlıklı ve yardımcıdır? Gördüğünüz üzere, bu denli bir bağlayıcı güce sahiptir umut."
~
"Dünyadaki her olay için bir alışma süresi vardır. Bazı şeyler için bu süre uzarken bazıları için daha kısadır fakat gerçek olan şey ise her ne olursa olsun hiçbir şey etkisini sonsuza kadar devam ettiremez. En sıra dışı olaylara bile alışılır."
~
Hikayelere konu olmuş kişiler sanki karanlık içinde var olmak için doğmuş, sanki karanlık anlamını bu kişiler sayesinde edinmiş gibi. Kısa hikayelerin içine derinliği olan karakterler yaratılmış ve bu karakterlerin geçmiş yaşantısının okuyucuya ilahi bir dokunuşla düşünme zorunluluğu ilmek ilmek işlenmiş. Burada oksimoron bir tema oluşmaktadır, bu tema kısa hikayelerin hiçte kısa olmayan birçok duygu ve merakla karakterlerin uzun ve tamamen hayal gücünüze amade fakat karanlıktan asla çıkmayan bir olay örgüsüyle servis edilmiştir. Kitap o an yaşayan karakterlerin geçmişte ne yaşayıp bu hale gediğini düşündürerek uzadıkça uzuyor.
Hasan Morkoç
Merhabalar
#öyküsever misiniz?
Ben cok severim arkadaşlar
Yaz mevsiminin sona erdiği,serin Sonbahar mevsiminin ruhumu okşayan o tatlı huzurla,bir akşam üstü balkon sefamda bana eşlik eden #karanlıktamonotoni eserini bir bakayım dedim bir de baktım bitmiş eser
Okuduğum #öykükitabı yazarımız #hasanmorkoç a,sonbahar mevsiminde batan güneşin tadını çıkarmak icin verdiği bir molada,yanına oturan yorgun ve donuk yüzlü,beyazlaşmış saçlara,uzun sakallara sahip tanımadığı,gizemli yabancı bir adam tarafından verilir.
Kara defterde yazan #öyküler in tamamını ezberlediğini söyleyen adam,bu defteri on yıl önce yine bir Sonbahar gününde aynı yerde şehri seyrederken kendisinin verdiğini söyler.Defteri verirken de”bu lanetten kurtar beni”diye yalvarır.
“Sizi esaretten kurtarmak icjn defteri sizden aldım ve o günden sonra devamlı defterde ki öyküleri okuyup,içerisinde saklı olan anlamları bulmaya çalıştım.Anlamsızlıktan baska bir şey bulamadım.”der
Ayrıca adam,her okuduğunda hayata karşı gittikçe hissizleştiğini ve bakışlarının donuklaştığını,iyi olan duygularının içinde bir lanet gibi kemirdiğini,hem cok iyi bir dost hem de azılı bir düşman gibi olduğunu söyler ve defteri bırakıp gider.
Defteri aldıktan sonra,her gün öyküleri okumaya başlar,okudukça içinin boşaldığını hisser….
Birbirinden bağımsız dokuz öyküden oluşan kitabımızı tum #öyküseverler e #okuyun der susarım