Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peter Kennard/1949-
Bunları söylemek kötülük sorununa görelilik atfetmek değil; aksine tüm boyutlarıyla onunla yüzleşmektir. Aynı şey iyilik için de söz konusudur. Ancak ahlakçılar bu gibi sorunları dolaplara (ya da cezaevlerine) kaldırmayı tercih eder ki, onlardan kurtulup karınlarını afiyetle bir güzel doyursunlar! Ahlakçılar, tanımlama listeleriyle bir masumiyet alanı yaratmayı umarlar. Oysa böyle bir alan yoktur ve Peter Kennard bunu çok iyi bilmektedir.
Peter Kennard/1949
Gelecek --iktidarda olanlar için uzun zamandır kanlı bir belagat kaynağı iken-- bugün artık dirençle kendi ömrünün ötesine bakabilenlere bağlıdır. Ve bunu başarabilmek için Peter Kennard gibi, karabasanlarımızı ve bastırılmış ümitlerimizi dikkatle incelemek zorundayız.
Sayfa 444
Reklam
Peter Kennard/1949
Kennard'ın vicdan alanında suçlar, bastırılmış korkular ve iyiliğe özlem vardır; karabasanlarımızın ve düşlerimizin dünyası; neticede kendi seçtiğimiz, nükleer silahları kullanmayı tasavvur eden ve dünya nüfusunun yarısını açlığa mahkûm eden bir ekonomiyi yürürlüğe koyan hükümetlerin kararlarında bizim de dahlimizin olduğu gerçeği.
Sayfa 443
Peter Kennard/1949-
Ahlakçılar durmadan neyin iyi, neyin kötü olduğunu sıralayıp durur: davranışlar, âdetler, istekler, düzenler, hatta insanlar... Ne var ki ne iyilik ne de kötülük ahlaki bir sınıflandırmayla tanımlanabilir --zira bunlar her yerde, her türden eylem ve karar içinde var olan güçlerdir. Eğer mutlak kötülük varsa, o sadece (atom bombasıyla bir kentin yok edilişi gibi) çok özel bir eylemin sonucudur, ahlaki bir genellemenin değil.
Sayfa 442
Peter Kennard
Bununla nasıl yaşayacağız? Elcevap: Feci şekilde. Onun hayalleri bildik ahlakçılarınkine benzemez. Ahlakçılar durmadan neyin iyi neyin kötü olduğunu sıralayıp durur: Davranışlar, adetler, istekler, düzenler, hatta insanlar... Ne var ki ne iyilik ne de kötülük ahlaki bir sınıflandırılmayla tanımlanabilir - zira bunlar her yerde, her türden eylem ve karar içinde var olan güçlerdir. Eğer mutlak kötülük varsa, o sadece (atom bombasıyla bir kentin yok edilişi gibi) çok özel bir eylemin sonucudur, ahlaki bir genellemenin değil. Bunları söylemek kötülük sorununa görelilik atfetmek değil; aksine tüm boyutlarıyla yüzleşmektir. Aynı şey iyilik için de söz konusudur. Ancak ahlakçılar bu gibi sorunları dolaplara (ya da cezaevlerine) kaldırmayı tercih ederler ki, onlardan kurtulup karınlarını afiyetle bir güzel doyursunlar! Ahlakçılar, tanımla listeleriyle bir masumiyet alanı yaratmayı umarlar. Oysa böyle bir alan yoktur ve Peter Kennard bunu çok iyi bilmektedir. Kennard'ın vicdan alanında suçlar, bastırılmış korkular ve iyiliğe özlem vardır; karabasanlarımızın ve düşlerimizin dünyası: neticede kendi seçtiğimiz, nükleer silahları kullanmayı tasavvur eden ve dünya nüfusunun yarısını açlığa mahkum eden bir ekonomiyi yürürlüğe koyan hükümetlerin kararlarında bizim de dahlimizin olduğu gerçeği.