Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben seni seviyorum baba, ben yalnız seni seviyorum. Beni affetmiyor musun?
Sayfa 47 - Meliha, babasına
Fakat yaşamak nedir? Hangi türlü yaşamak? Bunu hiç bilmemişti. Yaşamak diye ruhunun ta içlerinden hissettiği kuvvetli ve derin duygunun mahiyetini anlamıyor, fakat her ân varlığını duyuyordu. Neden yaşamak? Bunu anlamak için şu son hayatının bütün safhalarını hatırladı.
Reklam
Ölüm karşısında zihnimiz durur. Hadiseyi birdenbire kavrayamayız. Gözlerimiz açık, uyuruz. Bu biraz ölmektir.
Seni gördüğüm vakit evvelce kaybettiğim bir şeyi bulmuş gibi oldum ve yeniden kaybetmeye asla razı değilim.
"Her saadette bir felaket unsuru vardır; bu mahrum olmak korkusudur; o saadetten mahrum olma korkusu; ve sonra, biliriz ki saadet bitecektir; bunu bilmek saadetin felaketidir."
Sayfa 122 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Orada, ölüm, her saniye kulak dibinde vızıldar. Aman efendim diyor Kamil, aman, ben anlatamam. Başını sallıyor, sallıyor, kaç kere tekrarlıyor: Harp... Harp bu. Harp. Harp. - Dehşet!
Reklam
-Böyle olduğunu bil. -Nereden bileyim? -Farzet. Saadet bir faraziyedir. -Nasıl farzedeyim? -Verdiğim ilacı unutuyor musun? Telkin.
Bazı insanlar, dama oynarlarken, oyunun yarısında ayağa kalkmaya ve ayrılmaya mecbur olurlarsa, aradan seneler geçse bile, taşların yerlerini unutmazlar ve tekrar oynamak lâzım gelse, evvelki hırslariyle masanın başına geçerek taşları yerine koyarlar, oyuna devam ederler. Bunlar ihtiraskârlardır.
Bütün yollar bir noktaya çıkar. O nokta nedir? Sükût-ı hayal.
Sayfa 33
Reklam
"Can sıkıntısı, asrın hastalığı."
İşte o anda idi ki Meliha'nın hayatında her şey, her şey değişiyormuş. İşte o anda, Kâmil, hem odadan içeriye, hem de Meliha'nın ruhuna - belki de bütün hayatına giriyormuş. Ne mühim an, Yarabbi! Unutulur şey mi? O da uyuyamadı, Kâmil de...
Hiç kimse diri iken bir ölü kadar tesirli değildir.
Yalnız başıma ve çok kalabalık yaşıyorum.
Sayfa 16 - Kâmil
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.