Sesiyle silsileleri dağıtan münadi
"Kainatın güneşi battığında, ne yapacağını bilemiyor Bilal. Fakat ezanın öyle bir yeri var ki, duyulur duyulmaz Mescid-i Nebevi'yi hıçkırıklara dolduruyor. Bilal ezanı bitirdiğinde, bir daha ezan okumayacağına dair söz veriyor kendine. Bir daha bu şehre gelmeyeceğine. O'nsuz bir Medine'de yaşamak istemiyor. (Hz. Bilal daha sonra cihada gitmiştir,Kudüs'ün fethinde He. Ömer'in yanındadır.) Fakat rüyasında Hz. Peygamber(sav), "Beni ziyaret etmeyecek misin?" diye sorunca yıllardır uazak kaldığı Medine'de alıyor soluğu. İşte orada Ehl-i Beyt'in göz bebekleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e karşılaşıyor. Onları kırmak mümkün mü! Mescid-i Nebevi'de Hz. Peygamber(sav)in ölümünden beri ilk defa ezan okuyor. Şehadetleri duyan Medineliler heyecanla yerlerinden fırlıyor, Rasulullah'ın mübarek kabrinden kalkıp yeniden aralarına katıldığını düşünerek dolduruyorlar mescdi. Ve hiç ağlamadıkları kadar ağlıyorlar o gün. Ne çok özlediler O'nu! Ölüm döşeği ne tatlı bu yüzden! Ölmeden önce eşine, "Ne kadar hoş!Yarın sevgililerle, Muhammed ve arkadaşlarıyla buluşacağım!" diyor Bilal. Zira öyle bir söz duydu ki O'ndan, yıllardır toprağı hayal ediyor: "Bu gece cennette, önümde senin pabuçlarının tıkırtısını duydum!" *Peygamberin Aynaları/A. Ali Ural
Sayfa 180 - Şule Yayınları
Bilal tekrar söz veriyor kendine bir daha ezan okumamak için. Fakat rüyasında Hz. Peygamber, "Beni ziyaret etmeyecek misin?" diye sorunca, yıllardır uzak kaldığı Medine'de alıyor soluğu. İşte orada Ehl-i Beyt'in göz bebekleri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'le karşılaşıyor. Onları kırmak mümkün mü! Mescid-i Nebevî'de Hz. Peygamber'in ölümünden sonra ilk defa ezan okuyor Bilal. Şehadetleri duyan Medineliler heyecanla evlerinden fırlıyor, Resûlullah'ın mübarek kabrinden kalkıp yeniden aralarına katıldığını düşünerek dolduruyorlar mescidi. Ve hiç ağlamadıkları kadar ağlıyorlar o gün. Ne çok özlediler O'nu.
Reklam
Kimi çok seversin?
Günün birinde peygamber efendimiz Hz. Ali’ye bir soru sorar. “Allah’ı mı çok seversin, beni mi çok seversin? Eşin Fatıma’yı mı yoksa oğulların Hasan Hüseyin’i mi çok seversin?” Hz. Ali hiç beklemediği bu soru karşısında bir an durup düşünür. İşin içinden çıkamadığını anlayınca Ya Resulallah der bana biraz müsaade edin ben bu sorunun cevabını bulamadım. Akşam vakti evine vardığında aklında hala bu soru vardır. Hz. Fatıma kocasındaki bu düşünceli hali farkeder, hayırdır inşallah der ne oldu böyle neden çok düşüncelisin? Hz. Ali eşinin yanına gider derki peygamber efendimiz bir soru sordu bugün. Kimi çok sevdiğimin cevabını veremedim ona. Hz Fatıma başını sallar, bu soruya cevap verilmeyecek ne var ki der. “Allah’ı kulluğumla, peygamberimi ümmetliğimle, Fatıma’yı kocalığımla, Hasan ile Hüseyin’i babalığımla severim.” deseydin ya.. Hz. Ali karısından duyduğu bu sözlerle rahatlamıştır, hemen ayaklanır ve soluğu peygamber efendimizin yanında alır. Sorunun cevabını verebileceğini söyler ve der ki; “Allah’ı kulluğumla, peygamberimi ümmetliğimle, Fatıma’yı kocalığımla, Hasan ile Hüseyin’i babalığımla severim.” der. Bunun üzerine peygamber efendimiz gülümser ve “Doğru cevap ancak biraz Fatıma kokuyor.” der. 😊
488 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
ESRARLI CÜCE
Nikolay Vasilyeviç Gogol, 1809 yılında Ukrayna'da toprak sahibi orta halli bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Gogol'ü, kendisinden önce aile iki ölüm doğum yasadigindan dolayi ailesi, onun üzerine çok düşerek buyuttuler. Her ne kadar kendisinden sonra erkek kardeşi ve kız kardeşleri dünyaya gelse de evin prensi özelliği devam
Gogol
GogolHenri Troyat · Multılıngual Yabancı Dil Yayınları · 2000102 okunma
AHMEDİN HİKÂYESİ Balkan harbinden önceydi. Dokuz yaşındaydım. Dedemle, Rumelinde, bir köylüye misafir olduk. Köylü mavi gözlü ve bakır sakallıydı. Bol kırmızı biberli tarhana içtik. Kıştı, Rumelinin kuru, çok bilenmiş bir bıçak gibi keskin kışlarından biri. Köyün adını hatırlıyamıyorum. Yalnız, yola kadar bizimle gelen jandarma, bu köyün
Okuyunuz...
Günün birinde peygamber efendimiz Hz. Ali’ye bir soru sorar. “Allah’ı mı çok seversin, beni mi çok seversin? Eşin Fatıma’yı mı yoksa oğulların Hasan Hüseyin’i mi çok seversin?” Hz. Ali hiç beklemediği bu soru karşısında bir an durup düşünür. İşin içinden çıkamadığını anlayınca Ya Resulallah der bana biraz müsaade edin ben bu sorunun cevabını bulamadım. Akşam vakti evine vardığında aklında hala bu soru vardır. Hz. Fatıma kocasındaki bu düşünceli hali farkeder, hayırdır inşallah der ne oldu böyle neden çok düşüncelisin? Hz. Ali eşinin yanına gider derki peygamber efendimiz bir soru sordu bugün. Kimi çok sevdiğimin cevabını veremedim ona. Hz Fatıma başını sallar, bu soruya cevap verilmeyecek ne var ki der. “Allah’ı kulluğumla, peygamberimi ümmetliğimle, Fatıma’yı kocalığımla, Hasan ile Hüseyin’i babalığımla severim.” deseydin ya.. Hz. Ali karısından duyduğu bu sözlerle rahatlamıştır, hemen ayaklanır ve soluğu peygamber efendimizin yanında alır. Sorunun cevabını verebileceğini söyler ve der ki; “Allah’ı kulluğumla, peygamberimi ümmetliğimle, Fatıma’yı kocalığımla, Hasan ile Hüseyin’i babalığımla severim.” der. Bunun üzerine peygamber efendimiz gülümser ve “Doğru cevap ancak biraz Fatıma kokuyor.” der. 😊
Reklam
100 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.