Aramca ve Kıptice İslam çağında yaşamaya devam etmişlerdir. Çeşitli formlarıyla Aramca Hıristiyan çoğunluğun, Yahudi azınlığın ve sayılan azalan putperestlerin ortak dilleriydi.
Hiçbir din veya milliyet değiştirme süreci ana dilini konuşanla, o dili sonradan öğrenen arasındaki farkı silemez. Bunun bir ölüm kalım sorunu olduğu Tevrat’ta Efraimilerin ‘Şibbolet' sözcüğünü söylemeyi beceremedikleri için tanınıp öldürüldükleri hikayede geçer (Hakimler 12: 5,6). Bunun modern bir paraleli de Lübnan’daki çatışmalar sırasında görülmüştür: Lübnanlıları ve Filistinlileri ayırt edebilmek için domates sözcüğünün Arapçası sorulmuştur; buna bir grup ‘bandura’, diğeri ‘banadura’ demekteydi. Her iki sözcük de İtalyancada ‘pomodoro’dan gelmektedir.
Dini kimlik temelli böyle bir gruplaşma fikri bile pek çok Batılı gözlemciye saçma, hatta komik gelebilir. Ancak İslamiyet’te bu ne saçmadır ne de komik. Aralannda monarşiler ve cumhuriyetler, muhafazakarlar ve devrimciler, kapitalistler ve sosyalistler, Ameri ka Birleşik Devletlerinin dostları ve düşmanlarının ve tarafsızlığın bütün renklerinin savunuculannm bulunduğu elli altı Müslüman devlet uluslararası bir danışma ve hatta bazı alanlarda işbirliği organı kurmuşlardır.