Buluşlar mı, bulunduktan sonra ne kadar basittirler; ve hep öyleyiz, bulduktan sonra hep hem daha önce bulamamış olmamıza ve hem de nihayet bulabilmemize hep şaşırıyoruz. Hem gecikmişliğe ve hem de basit olana; ama, ne de olsa, bilim hep derindeki basitlikleri arama uğraşıdır, buluş ise bir şaşkınlıktır. Einstein'ın ünlü şaşkın resmi işte budur, maddesel ve sonuçsaldır, demek istiyorum; şaşkınlık bilim insanının en gerçekçi ve en samimi yüzüdür.
Şaşkın halleri, haz halleridir.
… ,zamanın uzunluk ya da kısalığının mutlak olmadığı konusunda hiçbir kuşkum bulunmuyor. Belki on bir yıl, iki asırdan çok uzundur.
… Peki zaman mı durmuştu, yoksa kitaplar mı ve birbirinden ayırmada güçlük yaşıyoruz. Halbuki biz, bu son on bir yılımızda kaç ders kitabı değiştirmiştik; hızla eskitiyorduk. Peki zamanı mı kendimizi mi; yine birbirinden ayıramıyoruz.
Zamanın hızını, eskitme hızımızdan çok ayrı düşünemiyoruz. Başka imkanımız yoktur, demek istiyorum.
Bir dili unutmak, bir sevgiliyi unutmaktır ve insana hiç yakışmamaktadır.
İnsanlıktan çıkmanın kapısı, unutmakla açılmaktadır.
Bilmeden sahip olanların ülkesindeyiz.
Demek ki, bir topluluk olarak, hayvanlar alemine intikal etmek üzereyiz, anlamındadır.
Aşk teması Che’nin hayatında hep en öndedir. Bu aşk sadece karşı cinse duyulan bir aşk değil, hayatın her alanında yaptığı her işe duyduğu aşktır. Che için gerçekleştirdiği her eylemin temelinde aşk vardır.
Bazen şöyle olur: Bir yerden geçersiniz ilk kez, bir gülümsemeye tesadüf edersiniz ilk kez fakat ezelden tanıdıkmış gibi hissettirir.
Hiç gitmediğiniz bir kentte dahi olur bu. Benzeteceğiniz yerler yahut insanlar da değillerdir üstelik.
"Geçmişte bulunduğumuz bir yere, mahallemize, okulumuza, sokağımıza, evimize rast gelince tuhaf duygulara kapılıyoruz.
Oysa bazen geleceğimizde yer tutacak yerleri arşınlıyoruz ama hiç farkında değiliz."
Fuat Sevimay
Belki de farkındayız sevgili okur. Kim bilir?
😇🤩