Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mihriban Yıldırım

Mihriban Yıldırım
@qaseyan
everything is rotting ..
231 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
255 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali
8.3/10 · 171,1bin okunma
Reklam
"Bir gün, belki on sene oluyor, bir hocam bana: ‘’Zekanı mirasyedi gibi harcıyorsun’’ demişti: doğru. Zekamı har vurup harman savurdum ve nihayet iflas ettim. Hiçbir şeyim kalmadı. Ben zekayı radyum gibi bitip tükenmez bir cevher sanıyordum. Onun insan eliyle yetişip gelişen bir şey olduğunu düşünmüyordum."
Sayfa 252Kitabı okudu
"Siz onları uzaktan bir şey zannettiniz, fakat yavaş yavaş ne mal olduklarını gördünüz. Hiç hayret etmeyin. Hatta onların küstah ve mütecaviz hallerini bile mazur görün. Çünkü alelade bir insan bile olmadıkları halde kendilerine bir de münevver insan payesi verilince ve hayattaki mevki ve itibarlarını kaybetmemek için bu sıfatı akla hayale gelmeyecek hokkabazlıklarla muhafazaya mecbur kalınca, pek tabii olarak dalavereci olacaklar , ahlaksızlaşacaklar ve mütemadiyen birbirlerinin kıymetsizliklerini ortaya vurarak kıymetsizliğin esas olduğu kanaatini uyandıracaklar."
Sayfa 248Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir insanın, bilgisi, düşünceleri, mantığı, ahlakı, hulasa her şeyiyle bir kül (bütün) olduğunu henüz anlayan yok. Bu muhtelif taraflar bir insanda ne kadar ayrı çehre gösterirse göstersin, bir noktada birleşir ve bir ahenk vücuda getirirler. O nokta da şahsiyet dediğimiz şeydir. İşte bunun için ben bu yarım, bu iğreti, bu zavallı ve gülünç adamlarla ahbaplık etmekten sıkılıyorum."
Sayfa 248Kitabı okudu
"Bu gençlerin iddialarına bakılacak olursa memleketteki bütün aklı başında fikir adamları birer türlü lekeliydi: Kimisine falan milletin yardakçısı, kimisine şu veya bu fikrin satılmış kölesi, kimisine korkak ve dalkavuk, kimisine bozuk kanlı diye hücum ediyorlardı. Sadece kulak misafiri olduğu halde Ömer bunların, mücadele ettikleri adamlar ve fikirleri hakkında, hiçbir malumatları (bilgileri) olmadığını hayretle tespit etmişti."
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
"Dünyayı bizim kayınbirader gibi adamlar istila etmiş… Benim gibi bir acizin debelenmesi fayda verir mi? Beş çocukla bir karıyı süründürmeye ne hakkım var… Sen şimdi bu sözlerinle benim kararımı takviye ettin… Sana teşekkür borçluyum evlat… Bana dünyanın hakikaten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin. Böyle biri olsa bu sen olurdun ve şimdi buraya gelinceye kadar içimde bir şüphe vardı. Şu kainatta belki bir de iyi taraf vardır, fakat görmek bize nasip olmuyor diyor ve seni düşünüyordum. Bir daha teşekkür ederim. Beni boş hayallerle avunmaktan, yaptığıma pişman olmaktan kurtardın. Ben de kendimi, adam tanır birşey zannederdim. Senin suratına bakınca melanet dolu ruhunu göreceğime yüreği çarpan bir insan görüyordum. Nah, bunak kafa…”
Sayfa 184Kitabı okudu
"Ben bir insanda bu kadar iyilik bulunabileceğine inanayım mı? Belki başka zaman inanırdım... Fakat bugün... Bugün inanmak mümkün mü? Bir insan bir insana kötülükten başka ne yapabilir? Kimi kandırıyoruz? Bana öyle riyakar gözlerle bakmayın! Masum tavırlar beni deli ediyor. Ben de sizin gibi masum suratlar almasını bilirdim... Ama bu suratın arkasında ne saklı olduğunu da biliyorum. İnsan dedikleri mahlukun bütün çirkef taraflarını artık gördüm. Burun buruna nefesini koklayarak gördüm."
Sayfa 169Kitabı okudu
"En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları, istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkâr edebiliriz? Böyle hadiseler hiç kimseyi olduğundan daha fena, yahut daha iyi yapamaz!"
Sayfa 125Kitabı okudu
"Müşkül vaziyette kalan bir insan için böyle hükümler verilir mi? Asıl iyilik tanımadıklarımıza yaptığımız iyiliktir; halbuki biz bütün hüsnüniyetimizi (iyi niyetimizi) dostlarımıza saklayıp bunların dışında kalanları bir çırpıda ve kısa bir hükümle fena addediyoruz (sayıyoruz)!.."
Sayfa 125Kitabı okudu
"Fakat ben onunla kalmayı münasip (uygun) bulduğum için değil, herkesin teklifine razı olmayı itiyat (alışkanlık) edindiğim için o meyhaneye girdim. Beni istenilen yere çekip götürmek ne kadar kolay?"
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
"Benden hiç korkmuyor musunuz? Halbuki omuzları üzerinde benimki kadar hummalı bir baş taşıyan insanlardan korkulmalıdır. Onlar dünyanın en fena ve en iyi mahluklarıdır."
"Böyle acz içindeyken odamda her şey bana küçüklüğümü ve zavallılığımı haykırıyor. Sokağa fırlıyorum. Bir tek yakın çehre görsem de yanında yürüsem, hiç ses çıkarmadan yürüsem diyorum. Halbuki ara sıra karşılaştığım ahbapları görmemezliğe geliyorum. Hiçbiri bana bu anda yardıma çağrılacak kadar yakın görünmüyor."
"Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor... Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmakarışık dünyabeni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek."
"... fakat bazı şeyler var ki, onları yüklenmek için yaşlı omuzlar kâfi (yeterli) gelmeyeceğe benziyor. Bakalım ..."
"Ne zaman irademe müracaat edersem büyük bir yorgunluk duyuyorum."
873 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.