Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ortega y Gasset, Don Quijote Üzerine Düşünceler'in girişinde şöyle diyor: "Çeşitli sevgi etkinlikleri arasından yalnızca birini başkalarına bulaştırmayı umabilirim: Anlama şevki." Çünkü yine onun söylediğine göre "Şeyler, bizleri ilgilendirmez, çünkü bizlerde kırılıp yansıyabilecekleri uygun bir zemin bulamazlar; sayısız konunun bizlere erişebilmesi için ruhumuzun çehrelerini çoğaltmamız gerek."
Sayfa 73 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
İrademiz
Muhakememizi daima açık, her an gerekli olan düzeltme ve iyileştirmelere hazır tutmantaksa, özgür irademizi katı bir ahlaki tutuma temelli teslim etmeye daha bir can atıyoruz.
Reklam
Ortega y Gasset, Don Quijote Üzerine Düşünceler'in girişinde şöyle diyor: "Çeşitli sevgi etkinlikleri arasından yalnızca birini başkalarına bulaştırmayı umabilirim: Anlama şevki.” Çünkü yine onun söylediğine göre “Şeyler, bizleri ilgilendirmez, çünkü bizlerde kırılıp yansıyabilecekleri uygun bir zemin bulamazlar; sayısız konunun bizlere erişebilmesi için ruhumuzun çehrelerini çoğaltmamız gerek." Ruhumuzun çehrelerini çoğaltmak için anlama şevkinin peşine düşmek; anlama şevkini kuşanan bir ruhun, çehrelerinin ve derinliğinin artması... Bugün ne kadar da nadir karşılaştığımız bir durum. Anlamın, zarafetin, soyluluğun hayatımızdan her gün biraz daha uzaklaşıp körü körüne bağlılıkların, holiganlığın, nobranlığın, fanatizmin ruhumuzu işgal ve fethettiği günlerde yaşamak düştü payımıza. Muhatabımızı anlamak için değil onu bir an önce duyduğumuz, gördüğümüz, ezberlediğimiz kalıpların, kafeslerin birinin içine tıkmak için çaba gösteriyoruz. Çünkü modern akıl, etiketlemek, sınıflandırmak, hapsetmek ister; buna meyillidir. Ruh ise tam tersine muhatabıyla birlikte genişlemek, “çehrelerini çoğaltmak” ve bu çoğullukla (sayesinde) bütünleşmek ister. Bu genişlemedir, kişiyi zarif, soylu ve evet yara kılan. O güzel şairin, Ahmet Murat'ın söylediği gibi: “Kalbin kararını akıl tartar Bu şuna benzer: akıl esnaftır Şuna da: akıl yaralanır Kalp yaralanmaz çünkü yaradır”
Sayfa 73 - Ketebe Yayınları
Savaşçıydım ben, Bu da insan olmak demektir, deyiverir Goethe. Bizler birer kahramanız; daima bizlere uzak şeyler adına mücadele ederiz ve yolumuz üzerindeki hoş kokulu menekşeleri ezer geçeriz.
"Ancak belki de Restorasyon'u temsil eden herkes düşünmeyi şu kelimelerle tanımlama konusunda hemfikir olurdu: Düşünmek, bela aramaktır."
Sayfa 40 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Ben, kendim ile çevremden müteşekkilim ve eğer çevremi kurtarmazsam kendimi de kurtaramam."
Reklam
"Bizler birer kahramanız; daima bizlere uzak şeyler adına mücadele ederiz ve yolumuz üzerindeki hoş kokulu menekşeleri ezeriz."
Hayata başlamamızın üzerinden çok geçmeden hücremizin sınırlarına dokunuruz. Olanaklarımızın içerisinde hareket edeceği sınırların farkına varmamız, en fazla otuz yılımızı alır. Gerçekliğe sahip oluruz, bu da ayaklarımıza vurulmuş pranganın kaç metre olduğunu ölçmek gibidir. Böylece şöyle deriz: "Bu mu hayat? Bundan mı ibaret? Sürekli tekrar eden ve hep aynı kalan bir kısır döngü mü?" İşte her insan için tehlikeli bir andır bu.
"İnsanoğlunun daima bizimle aynı şeyi sevdiğini ve seveceğini varsaymak kendini beğenmişlik olur. Hayır, bizlere yabancı olan bütün insanî şeyler içine sığsın diye kalbimizi genişçe yayalım. Dünya üzerinde tekdüze bir benzerlikten ziyade başa çıkılmaz bir çeşitliliği tercih edelim."
Kıssa
"R. E. Peary, kutuplara seyahatinde kızağını çeken köpekleri canla başla koşturarak bütün bir gün boyunca kuzeye doğru yol aldığını anlatır. Gece olunca hangi enlemde olduğunu saptamak için ölçüm yaptığında şaşılacak bir şekilde sabaha nazaran çok daha güneyde olduğunu fark eder. Kuzeye ilerlemeye çabaladığı bütün gün boyunca, bir okyanus akıntısının güneye sürüklediği muazzam bir buz kütlesi üzerinde koşup durmuştur." ** Doğruluğuna çok güvendiğimiz bazı düşünce ve eylemlerimize ithafen...
Reklam
"Birey evrendeki yolunu yalnızca ırkı aracılığıyla bulabilir, zira gezgin buluttaki damla misali ırkına gark olmuştur."
"Bilim, sanat, adalet, görgü kuralları ve din, yalnızca onlara karşı istek duyanlar için vardır."
"Bizlere bir hakikat öğretmek isteyen kişi, bizleri onu kendi başımıza keşfedebileceğimiz bir konuma getirsin."
"Bir şelalenin yanında yaşayanlar onun gürültüsünden bihaberdirler; çevremizi kuşatan şeylerin bizim gözümüzde anlam kazanabilmeleri için aramıza mesafe koymamız gerekir."
Don Quijote ve İspanyol Kültürü
Dürüst olalım: Quijote muğlaklıktır. Milli belagatimizin yağdırdığı aşırı övgülerin hiçbiri işe yaramadı. Cervantes'in hayatına dair tüm o alimane araştırmalar bu muazzam muğlaklığın bir bucağını bile açıklığa kavuşturamadı. Yoksa Cervantes alay mı ediyor? Peki neyle? Ötelerde, bir başına, La Mancha'nın engin ovasında Don Quijote'nin sırık gibi bedeni soru işareti gibi bükülmekte: Sanki İspanyol sırrının, İspanyol kültürünün muğlaklığının muhafızı o. Zavallı satış vergisi tahsildarı parmaklıkların ardından neyle alay etmekteydi? Peki alay etmek nedir ki? Alay etmek illa reddetmek midir?
Sayfa 60 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviren; Mehmet Sait ŞenerKitabı okudu
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.