Allah'ın rab olarak birliği konusunda şirke düşmenin göstergelerinden biri de Allah'tan başkasının emir verme, yasak koyma ve şeriat vazetme yetkisinin olduğuna inanmaktır. Allah'tan gayrısının şeriatı değiştirme hakkının olduğunu kabul etmek de O'nun dışında birisini rab ilan etmek anlamına gelmektedir. Bunun delili şudur: Allah Teala, Yahudi ve hristiyanlar hakkında şöyle buyurmaktadır: "Yahudiler hahamlarını, hristiyanlar rahiplerini ve Meryemin oğlu Mesihi Allah'tan başka Rab edindiler. Halbuki onlara bir tek İlâha ibadet etmeleri emr olunmuştu. Ondan başka İlah yoktur. O, onların ortak koştukları şirkten münezzehtir" (Tevbe, 31). Halbuki onlar hahamlarının ve rahiplerinin yaratma kudreti olduğuna, rızık verdiklerine ve işleri idare ettiklerine inanmış değillerdi. Hahamların ve rahiplerin kendilerine malik olduklarını düşünmüyorlardı. Acaba onların yanında kendilerini köle gibi mi hissetmişlerdir. Bilakis hahamlar ve rahipler dünyada zühd hayatı yaşama iddiasıyla hücrelerde inziva hayatı yaşamışlardır.
Eğer herhangi bir kimse İlah ve Rab’bin manasının ne olduğunu,İbadet’in ne anlama geldiğini ve Din’in neye isnad edildiğini bilmezse onun için Kur’an’ın tamamı anlaşılmaz bir hal alır. Çünkü o böyle bir durumda ne tevhidi bilebilecek ne şirki anlayabilecek ne ibadeti yalnız Allah’a mahsus kılabilecek ve de dini Allah’a has kılabilecektir.Aynı şekilde yine bu terimler herhangi bir kimsenin zihninde kapalı ve eksik olursa,o kimse için Kur’an’ın tüm öğretileri kapalı olur ve Kur’an-ı Kerim’e iman etmesine rağmen hem akidesi hem de ameli eksik kalır.O, 'lailahe illallah' demeye devam etmekle birlikte putları da ilahlaştırmaya devam eder.Allah’tan başka rab olmadığını devamlı ilan etmesine rağmen,kendisine Allah’tan başka birçok rab edinmekte devam eder.O,tüm iyi niyetiyle birlikte Allah’tan başkasına ibadet etmediğini her fırsatta bildirmekle birlikte diğer birçok mabudlara ibadetle meşgul olur.
Sayfa 13 - Beyan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"Eğer rabbim, yani Allah, beni doğruya yöneltmeseydi benim de hakikate ulaşmamdan ve etrafımdaki yüzbinlerce insan gibi dış görünüşlere aldanmamdan korkulurdu."
Sayfa 62 - Hz İbrahimKitabı okudu
Nefsî arzularına boyun eğen ve onun emirlerini daha üstün gören kimse, aslında kendi nefsini ilahlaştırmıştır.
Herhangi bir kimseyi Allah katında aracı tutarak ondan yardım dilemek, onun önünde tazim ve tekrim merasimleri tertiplemek ve adak adamak, onu ilahlaştırmaktır.
"Onlar Allah'ı bırakıp ta alimlerini ve dervişlerini rabler edindiler." (Tevbe, 31)
Reklam
87 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.