Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

masal köprüsü

Günümüz toplumu bireysel olmayan eşitlik idealini önermektedir, çünkü zahmetsizce, sorun çıkarmadan çalışan, seri halde üretim yaparken tamamen birbirine benzeyen insan atomlarına ihtiyaç duymaktadır. Bu insanların aynı emirleri yerine getirip yine de kendi gönüllerine göre davrandıklarını sanmaları istenir. Günümüz seri üretimi nasil ürünlerin standartlaşmasını zorunlu kılıyorsa, toplumsal süreç de insanların tek tip olmasını ister ve bu standartlaşmaya da "eşitlik" adı verilir
Reklam
sevgiyle birleşme olmadan insanın yalnızlığının farkına varması, utanma duygusunun kaynağıdır. bu aynı zamanda suçluluk duygusu ve korkunun da kaynağıdır.
Sevgiye derin bir özlem duyarken diğer şeyleri daha fazla önemseriz: Başarı, saygınlık, para ve güç. sahip olduğumuz tüm enerjiyi bunları elde etmek için kullanır, sevmeyi öğrenmek içinse neredeyse hiç çaba harcamayız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
aşkınız, uyandıktan sonra bile uzun süre unutulmayan tatlı bir rüya gibi mühürlendi zihnime; çünkü bana dostça yüreğinizi açtığınız günü ve benim ölmüş yüreğimi esirgemek, iyileştirmek, diriltmek üzere bir armağan gibi kabul ettiğiniz anı sonsuza dek anımsayacağım...
Reklam
söylesenize, neden hiçbirimiz birbirimize karşı kardeşçe davranmıyoruz? neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şey gizler, hep susar? sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin oldugun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söyleyemezsin? herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...
sanki benim için zaman durmuştu, sanki bir duygu, bir düşünce o andan itibaren sonsuza dek bende yaşamalıydı, sanki o an sonsuza dek sürmeli, benim için bütün yaşam o anda tam anlamıyla durmalıydı...
..mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu da daha çok hissederiz; bu seyrelmeyen, tersine, yoğunlaşan bir duygudur...
fakat mutluluk ve neşe insanı nasıl güzelleştiriyor! yürek sevgiyle nasıl da kaynıyor! sanki kendi yüreğini alıp bir başkasının yüreğine dökmek istiyorsun. herkesin neşelenmesini, herkesin gülmesini istiyorsun. mutluluk nasıl da bulaşıcı!
o yorulmak bilmez hayal gücünün de bir gün yorulacağını sürekli gerilim içinde olmaktan bitap düşeceğini hissedersin, çünkü büyümekte ve eski ideallerini geride bırakmaktasındır; o idealler de parçalanıp toza toprağa karışır eğer başka bir yaşamın yoksa yenisini yine bu parçalardan inşa etmek gerekir.
Reklam
yeni bir rüya, yeni bir mutluluk! o rafine, şehvet uyandıran zehirden bir yudum daha!
Beyaz Geceler
şu yaşamdaki köşeciğimde bana yetmeyen neydi? o köşede kalmak bana neden bu kadar rahatsızlık veriyordu?
gökyüzü öyle yıldızlı, öyle berraktı ki, onu gören kendine sormadan edemezdi: nasıl oluyor da böyle bir göğün altında türlü türlü suratsız, kaprisli insan yaşayabiliyor?
Türkiye'de kişinin iş hayatında veya yönetim sisteminde mevki ve makamı ne kadar yüksekse suratı da o derece asık oluyor. güç mertebesi, o ortamdaki insanların yüzlerinde yansımasını buluyor.
Öğrencinin zihnine girmek isteyen öğretmen, önce öğrencinin gönlüne girmeyi başarmalıdır.
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.