İbrahim Tenekeci’den okuyup keşfettiğim bu isimle daha yakından münasebet kurmak için sanırım, hemen bu hüzünlü isme sahip kitabını edindim. Deneme türünde bir eser. Günlük hayata dair gözlemler, yaşanmışlıklar, naif bir pencereden bakmış sıradan olaylara ve çok kibar çekici bir üslupla anılarını paylaşmış.
İftar çadırlarına dair yorumu,
boş arsaları oyun alanı ilan eden çocuklara dair yazdıklarını huzurla okudum.
Halep’e onun kadar üzüldüm.
Kapısında davul zurna çalınan geleneksel düğünü, haremlik selamlık şatafatlı bol ilahili köşk düğününden daha İslami bulmasına hak verdim.
Mezun olduğu “hayali lise” ye hayran kaldım.
Rahman Suresi 60. ayeti mealini Kaşgarlı bir gençten “ Yahşılıkın karşılığı yine yahşılıktır” diye işitince Türkçe’ye hissettiği hayranlığı, fazlasıyla paylaştım.
Yaşar Nuri Öztürk’e bir kez daha rahmet okudum.
Her cuma, hutbelerin muhatabı 20 milyon erkeğin dünyasına dair tespitlerini ve elbette taleplerini yerinde ve haklı buldum.
Son 20 yılın genç sanat ve edebiyat insanı keşfedemeyen, dergi-şiir-film-karikatür üretemeyen bir neslin kıskacına girmiş olması gerçeğiyle ben de yüzleştim.
Haklılıklarla dolu şahane denemeler okudum.
“Hız ve haz çağında yaşıyoruz. Ahmet Murat, biraz durmayı, nefes almayı ve etrafımızda bakmayı teklif ediyor. Ölçülü davranmayı öneriyor.” diye yazmıştı İbrahim bey..
İşte bu soluğa bu satırlardan sonra ulaştım.
Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân'ın, kullarına gıyaben vaad ettiği "Adn" cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O'nun va'di kesinlikle gerçekleşir.
"60-61. Ancak tevbe edenler, iman edenler ve sâlih amelde bulunanlar hariçtir. İşte bunlar hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacak ve cennete, Rahmân (olan Allah)’ın kullarına gıyâben vaadettiği Adn cennetlerine (girecekler)dir. Muhakkak ki O’nun vaadi yerine gelecektir."