Her sarsıntıda başımı eğerek kendimi korumaya çalışıyordum ama çocuklar kıllarını bile kıpırdatmıyorlardı. Bunun yerine, sözleri bombaların ritmiyle kusursuz bir uyum içindeki şarkılarını söylüyorlardı.
Koş, tavşan, koş, tavşan, koş, koş, KOŞ!
Güm, güm, GÜM eder çiftçinin tüfeği
Tavşan yahnisi olmadan da yer yemeği
Sen de koş, tavşan, koş, tavşan, KOŞ!
Şarkı bittiği anda parlak izli mermiler gökyüzünü aydınlattı.