Ravza nur görmen

Ravza nur görmen
@ravzanurgormen
1 okur puanı
Haziran 2024 tarihinde katıldı
Kendimi ben umursuyorum. Ne kadar yalnız, ne kadar kimsesiz, ne kadar kolsuz kanatsız kalırsam, kendi kendimi o kadar sayacağım. Tanrının buyurduğu, insanoğlunun kitaba yazdığı kanunlara boyun eğeceğim. Şu anki duygularım, düşüncelerim sayılmaz, çünkü aklım başımda değil, deliyim. Kanunlar, kurallarda tehlikesiz zamanlar için değildirler ki. İnsanın şeytana uymak üzere olduğu, ruhuyla, bedeniyle bu kurallara isyan ettiği zamanlar içindir. Sert, sıkı da olsalar boyun eğeceğim onlara. Her önüne gelen kendi kişisel durumuna göre bu kanunları, kuralları bozmaya kalkarsa ne yararları kalır! Oysa bunlar faydalı değerli şeylerdir. Oldum olası inana gelmişimdir buna. Şu anda inancım sarsıldıysa çılgınlığımdandır. İyice çılgınlaştım ben. Damarlarımda kan yerine alev akıyor, yüreğim deli gibi atıyor. Bana destek olarak, sadece eskiden edindiğim inançlar, ilkeler var. Bunlara sımsıkı Sarılacağım.”
Reklam
Karşımda duruyordu işte, kapkara, yıkık, ikiye bölünmüş olan gövdesinin içi korkunç bir kovuk. Gövdenin iki parçası birbirinden iyice kopmuş değildi; aşağıdaki sağlam kütük, güçlü kökler onları bir arada tutuyordu. Yalnız içlerinden hayat özü akmayacaktı artık. İki yandan sarkan o ulu dallar ölmüştü. Önümüzdeki kışın kasırgalarıyla bu ağacın yarısı, ya da bütünü yere devrilecekti besbelli ama, şimdilik ne de olsa olsa gene tek bir ağaç sayılırdı… Belki bir yıkıntı ama, bir yıkıntı.
“Mevki! Mevki! Senin mevkiin benim gönlümdür.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Burada bir hiç olarak kalmaya dayanabilir miyim sanıyorsunuz? Makineleşebilir miyim… Duygusuz bir makine haline girebilir miyim sanıyorsunuz? Bana can veren ekmekle suyun elimden alınmasına dayanabilir miyim? Yoksulum, kimsesiz, ufak tefek, gösterişsizim diye kalpsiz, ruhsuz muyum sanıyorsunuz? Öyleyse yanılıyorsunuz. Benim de en azından sizinki kadar duygulu bir yüreğim, ruhum var. Tanrı bana güzellik, zenginlik de bahsetseydi… Benden ayrılmak size de güç gelirdi… Sizden ayrılmanın bana güç geldiği kadar! Şimdi sizinle konuşurken gelenekleri, alışkanlıkları, hatta şu ölümlü benliğimi bile hiçe sayıyorum. İkimiz de bu dünyadan göçmüşcesine, benim ruhum sizin ruhunuza hitap ediyor, ikimiz de Tanrı’nın huzuruna çıkmışız, eşitmişmişiz gibi… ki elbet eşitiz aslında.”
“Jane, söyle bana ,ne dersin: Benimle bir akrabalığın falan var mı acaba? Çünkü bazen sana dair bir garip duygulara kapılıyorum. Hele böyle ,şimdiki gibi, yakınımda olduğun zamanlar. Sanki sol kaburgamın altında bir yerde bir ip varmış da bu ip senin sol kaburgana sımsıkı, kördüğüm halinde bağlanmış. Öyle sanıyorum ki aramızda dağlar, denizler girerse bizi birbirimize bağlayan bu ip kopacak. O zaman da için için kanlarım akacakmış gibi bir kuruntuya kapılıyorum. Sana gelince… Sen hemen unutursun beni.”
Reklam
Reklam