Mâşa: Oysa benim içimde çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var; hayatımı sırtımda bir kambur gibi oradan oraya taşıyıp duruyorum... Sık sık yaşama isteğimi yitiriyorum.
"Ne içindeyim zamanın/Ne de büsbütün dışında" demiş Ahmet Hamdi. Sezai Karakoç da "Ne içindeyim evin, ne de büsbütün dışında" diyor bir nevi bu şiirinde. Balkondayım ama evde değilim artık. Dışarıda da değilim. Aslında ben bir ölüyüm. Geleneği temsil eden ev ve geleneğin dışındaki her şeyi (modernizm) temsil eden sokak arasında zoraki bir bağlantı olan balkon, cezbedici yapısıyla ilgisini çeker genç, pırıl pırıl zihinlerin. Evin içinden çıkmadan dış dünyaya karışma olanağı sağlar balkon. Ama dış dünyanın çekimine dayanamayan "çocuk" geride acısını balkonun demirine dayanarak dindirmeye çalışan bir anne bırakır. Sezai Karakoç ile bizim zamanımız arasında büyük bir fark vardır ama. Bizim için artık ev kaçılası yerler haline gelmiştir ve balkonlar imdadımıza yetişen bir yardımsever. Zamanın kavramlar üzerinde yaptığı bu değişim ve modernzimin bu kadar ileri boyutlara gelmesi ise üzerinde derin düşünmelerin yapılması gereken bir konudur.