Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

q

q
@restlesslew
43 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
"herkesin hayatında artık geri dönülemez bir noktaya geldiği olur. nadiren de artık daha ileri gidemeyebiliriz. o noktaya geldiğimizde, bu iyi bir şey de olsa kötü bir şey de olsa, sessizce kabullenmekten başka çaremiz olmaz. işte bu şekilde hayatta kalmayı başarırız."
Reklam
mutluluğun tek bir türü vardır ama mutsuzluk binbir şekilde ve büyüklükte gelebilir. tolstoy'un dediği gibi: "mutluluk masal, mutsuzluk ise öyküdür."
insan bir şeyleri ne kadar isterse istesin, o şeyler asla kendiliğinden çıkıp gelmez. insan bir şeylerden özel olarak uzak durmaya çalıştığında ise, o şeyler kendiliğinden insanın üzerine üzerine gelir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
huzur, bir anlamda rahatsız edici olabilir.
"gözlerini kapatman, hiçbir şeyi değiştirmez. gözlerin kapandı diye, hiçbir şey silinip gitmez. bu bir yana, gözlerini bir sonraki açışında her şey daha da kötüleşir."
Reklam
"insan öldürmüşlüğün yok ve insan öldürmeyi bir kere bile aklından geçirmedin. fakat nakata, şu âlemde böylesi kalıpların geçersiz kaldığı durumlar da olur. senden istenen işin sana göre olup olmadığını hiç kimse aklının ucundan bile geçirmez. bunu anlamalısın."
sessizlik kulaklarla duyulabilen bir şey. bunu da yeni öğreniyordum.
hayal gücünden korkuyorsun. o yüzden rüyalardan da korkuyorsun. rüya sırasında başlayacak sorumluluklardan çekiniyorsun. ancak uykusuz kalamazsın ve uyuduğun anda da rüyalar başlar. uyanıkken hayal gücünü bir şekilde bastırabilirsin ama rüyaları bastırabilmen mümkün olmaz.
her şey tamamen hayal gücü sorunu. sorumluluğumuz hayal gücümüzün içinde başlıyor. yeats "in dreams begin the respobsibilities" (sorumluluk rüyalarda başlar) diyor. tamamen öyle. ters tarafından bakarsak, rüyanın olmadığı yerde sorumluluk da olmaz diyebiliriz belki de.
bazı şeylerin değerinin anlaşılması için zaman gerekir.
Reklam
başka bir insan hâline gelmek pek kolay değildir. ancak, başka bir ad kullanmak kolaydır.
gökyüzü tamamen kurşunî bir renge bürünmüş, çok uzaklarda yine kurşunî renkteki denizle birleşiyor. öyle anlarda, deniz ile gökyüzünü ayırt etmek güçleşir. denizci ile denizi ayırt etmek de zordur. gerçekler ve insanın yüreğinden geçenler de kolayca ayırt edilemez.
dünyada bu kadar çok boş yer olduğu hâlde, var olabileceğin, sana fazlasıyla yetecek ufacık bir yer bile bulamazsın.
yerine göre, kader dediğimiz şey, dar bir yerde sürekli yönünü değiştirerek dönüp duran bir kum fırtınasına benzer. sen de, ondan kurtulmak için ayağını bastığın yeri değiştirirsin. bunun üzerine fırtına da sana ayak uydurmak için yönünü değiştirir. bir kez daha bastığın yeri değiştirirsin. tekrar tekrar, sanki şafaktan hemen önce ölüm tanrısıyla yapılan uğursuz bir dans gibi, aynı şey tekrarlanıp gider. neden dersen, o fırtına uzaklardan çıkıp gelmiş herhangi bir şeyden farklıdır da ondan. o fırtına aslında sensindir. o yüzden yapabileceğin tek şey, teslim olup ayağını dosdoğru fırtınanın içine daldırarak, gözlerini kum girmeyecek şekilde sımsıkı kapatıp adım adım fırtınanın içinden geçmektir. orada, muhtemelen ne güneş ne de ay, hatta ne yön ne de zaman vardır. orada, kemikleri bile parçalayacak kadar keskin beyaz kum taneleri gökyüzünde dans eder.
567 syf.
·
Puan vermedi
·
433 günde okudu
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday
8.4/10 · 27bin okunma
451 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.