Daima mutlu olmak sadece uçuk bir hayal. Hayatta en çok acı var hatta yaşamak denen olguyu da acı dolduruyor en çok. Mutluluk bir an ve çevresi tellerle çevrili. Teller; yorgunluk, çaresizlik ve çokça acı. Ama hala dünyada olmak bir direniş, devrim biçimi. Yılmamak, pes etmemek. Küçük mutluluklardan alınan güç ile tellere rağmen o duvarları aşmak. İşte bu bir devrim. Geriye bakıldığında pek çok kırıklık var, elbette herkes için. Ama yolun sonunda güzel ve payidar bir dinleniş de mevcut. Bütün bu çaba sonsuz bir uyku için mi diye düşünmeden edemiyor da insan. Yanlış bir düşünce mi acaba? Bütün bu çaba o uykuya "iyi bir iş çıkarmış" olarak dalmak için. Eğer bu şekilde dalınırsa anlamlanıyor çünkü tüm bu macera. Yaşamadan ölmekte ne zorluk var. Asıl mesele yaşamakta. Acıları, yorgunlukları, çaresizlikleri ve mutlulukları kucaklamakta. Çalışkan, başarılı bir işçi olabilmiş olmakta.
Söz biterken unutmamalı; her insan bir işçi, yaşamak yükünün beli bükük işcisi.
"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak" demiş biri.
13 Ekim 2022
15.15