Ertuğrul

Ertuğrul
@retrouvailles101
Part time sosyolog, her zaman öğretmen, okur-yazar
Öğrenci
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi
İstanbul
İstanbul, 3 Eylül 2004
7 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
O yüksekten korkuyor ama baş döndürücü olmayı seviyor.
"Lunaparka sadece eğlenmek istediğin zaman gidersin ama insanlar deniz kenarına her zaman gider. Ben lunaparkım. Uzaktan güzel görünüyorum. Herkes uzaktan eliyle işaret edip eliyle ne kadar güzel olduğumu söylüyor. Sonra ışıkları sönüyor, ışıklar söndüğünde hiçbir büyüsü kalmıyor. Ama gece sahile gitsen yine birilerini görürsün. Deniz kenarlarını insanlar yirmi dört saat sever. Her mevsim başka sever. Gece başka gündüz başka sever. Ben lunaparkım."
N. G. Kabal
N. G. Kabal
Sobe
Sobe
Reklam
Sobe, Saklambaç-2
"Artık Tanrıyı hissetmiyordum. Dylan daha eskiden bana Tanrının uydurma olduğunu söylemişti. İnsanların, özellikle zayıf insanların tutunmak için aradıkları bir dal olduğunu ama en ihtiyaç duydukları anlarda Tanrının onları yalnız bıraktığını. Tanrı bir avuntuydu ona göre, insanlar için. Tembellikti. Kendileri yapmak yerine Tanrıdan istemeyi seçiyorlardı. Ona inanmamıştım. Tanrının varlığını seviyordum. Yalnız olmadığımın da kanıtıydı. Ama o geceden beri Artık Tanrıyı hissedemiyordum. Belki de artık hiçbir avuntum kalmamıştı. Öyleyse öldükten sonra ne oluyordu? Dylan'ın söylediği gibi hiçliğe mi karışıyorduk yoksa cennet ve cehennem var olabilir miydi? Cezalandırılacak mıydım yaptıklarım için yoksa zaten cezamı burada çekiyor muydum? Bir an sadece bir saniye için hiç olmanın ne kadar cazip olduğunu düşündüm."
Sobe
Sobe
N. G. Kabal
N. G. Kabal
"yaşamak yükünün beli bükük işçisi"
Daima mutlu olmak sadece uçuk bir hayal. Hayatta en çok acı var hatta yaşamak denen olguyu da acı dolduruyor en çok. Mutluluk bir an ve çevresi tellerle çevrili. Teller; yorgunluk, çaresizlik ve çokça acı. Ama hala dünyada olmak bir direniş, devrim biçimi. Yılmamak, pes etmemek. Küçük mutluluklardan alınan güç ile tellere rağmen o duvarları aşmak. İşte bu bir devrim. Geriye bakıldığında pek çok kırıklık var, elbette herkes için. Ama yolun sonunda güzel ve payidar bir dinleniş de mevcut. Bütün bu çaba sonsuz bir uyku için mi diye düşünmeden edemiyor da insan. Yanlış bir düşünce mi acaba? Bütün bu çaba o uykuya "iyi bir iş çıkarmış" olarak dalmak için. Eğer bu şekilde dalınırsa anlamlanıyor çünkü tüm bu macera. Yaşamadan ölmekte ne zorluk var. Asıl mesele yaşamakta. Acıları, yorgunlukları, çaresizlikleri ve mutlulukları kucaklamakta. Çalışkan, başarılı bir işçi olabilmiş olmakta. Söz biterken unutmamalı; her insan bir işçi, yaşamak yükünün beli bükük işcisi. "Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak" demiş biri. 13 Ekim 2022 15.15