İçine doğulan hayat, hep o hayattan sıçrama isteği veriyorsa ama doğana sıçrayacak bacaklar vermiyorsa ne olur? İnsan o hayatın içinde dışarı fırlayamadan zıplar durur benim gibi.
"Hani oturduğu bile belirsiz, kalkıverecek gibi yapan bir yolcu gibi duracaktın, hani burası gölgelikti, hani garipliğin? Tüm çabanı gariplikten kurtulmaya, ayağını sağlam basmaya harcadın."
"Devir öyle bir devir ki insan kalkıp da "Şuyum," diyemiyor;
iyi bir şey zannedip "Ben de," diyorlar. Şöyle gönül rahatlığıyla bir içimi döküp "Yahu ben şizofrenim galiba," desem "Aa devir şizofreni devri kim değil ki, sen beni bilsen," diyorlar."
"Dinsiz kalmadı, hepsi mutasavvıf oldu, güldeste okuyan müctehid oldu, bunları lüzumsuz bulan postnişin oldu, deli kalmadı hafif nevrozlu, psikoz ipini elinde tutan sanatkar oldu."
Enkaz altından çıkan kitaptan altı çizilmiş bir sayfa...
“İnsanoğlu böyle geçicidir. Kendi varlığına en çok inandığı, sevdiklerinin anılarında ve kalplerinde derin izler bıraktığını sandığı yerlerde bile hızla silinip gider.”