Teknoloji bir defa iktidarı ele geçirince de kendi esaslarını ve hatta kendi mantığını kolayca topluma hakim kılmıştır. XIX. yüzyıl, Batı medeniyetinin sermayece ve teknik üstünlük bakımından dünyanın dört bucağına yayılma zamanıdır. Bu yayılmada göze ilk çarpan, sermayenin hakimiyeti ve hakimiyeti sağlaştıran teknoloji olduğu halde, Batı medeniyetinin kendine yayılma alanı olarak seçtiği topraklarda önce bir moral diktatörlük yani Batı'nın üstünlüğünü tanıma kuralı yerleştirmiştir. Bu üstünlüğün kabulü de ancak toplum teşkilatının ve hayat tarzının benimsenmesi şeklinde belirmiştir.
... Bizde henüz insan yok, aydın-cahil, ilerici-gerici var. Bu yolu insanlıkta müsavat fikri açacaktır. Bu topraklar üstünde filan filan yok insan ve vatandaş var olduğuna inandığımız gün, Türk Rönesansı doğacak ve Türkiye o zaman kurtulacaktır.
...Zaten deli diye bilinmek birçok şeyi kolaylaştırıyor, hatta samimi ve dürüst kalmanın bir yöntemi oluyor bu. Sahte sanatçı deli değildir, daima ve daima akıllı görünme telaşındadır.
Düşünce alanında sahtekârlar uzun süre tutunamazlar. Çünkü derinliği olmayan düşünceler kendilerini ayakta tutabilmek için kaba düşünen insanlara muhtaçtırlar.