Bazen ölüm ve hayat birbirine zıttır . Bir yanda hayat , öbür yanda tehdidi her zaman hissedilen , sebebi bilinmeyen , her şeyi sonlandırıp bitiren bir şey olarak ölüm vardır .
Girdiği edebiyat çevreleri aracılığıyla kendisinden on dört yaş büyük Lou Salomè adındaki bir bayanla tanışması Rilke için bir dönüm noktası sayılmaktadır. Bu kadın sayesinde el yazısına çeki düzen veren Rilke, Renè Maria olan önadını Rainer Maria olarak değiştirir. Bayan Salomè’nin etkisi bu kadarla da kalmaz. Rilke izlenimciliğin etkisini yavaş yavaş kaybeder ve söylemek istediklerini mistik bir yapıyla lirik bir tonda dile getirmeye başlar. Ayrıca Salomè’ye karşı duyduğu aşk ve güven sonsuza dek sürer. Her sıkıştığında, her ruhsal bunalıma girdiğinde Salomè’ye sığınıp ondan yardım alır.
Malte’nin etkisiyle Avrupa’nın iyice içine girmiş olan Rilke, bu kıtadan biraz uzaklaşarak soluk almak, yeni yerlere gidip buraları tanımak, bir nevi saklanmak, kaçmak ister ve bir çağrıya uyarak Kuzey Afrika’ya gider. Cezayir, Kartaca, Tunus gibi ülkeleri gezerek Arap kültürüyle tanışır. Bu gezi onu alıp en sonunda Mısır’a ulaştırır. Tanıdığı bu yeni ve mistik dünya onu Arapça öğrenmeye zorlar ve şairde Kuran-ı Kerim’i okuyup inceleme isteğini doğurur. Böylece Rilke yeni bir dünyaya, yeni bir sanata ve yeni bir Tanrı imajına kavuşur.
1912 yılında İspanya yolculuğuna çıktığında Afrikada’yken tanıştığı Arap kültürüyle ve Kuran’la derinlemesine ilgilenme fırsatı bulur. Rilke’nin Hristiyanlık dininden uzaklaşması işte bu yıllara ve İspanya gezisine rastlar. Kuran’ı incelemesiyle İslâmiyet’e ve Hz.Muhammed’in kişiliğine duyduğu hayranlık artar. Yazdığı ağıtlardaki melek imajının da Hristiyan’ca değil Müslüman’ca olduğunu bizzat belirterek bu dine ne kadar önem verdiğini açıklamış olur.
Öte yandan ölüm Malte'ye göre hayatın bittiği noktada başlayan müthiş bir değişimdir. Onu hayatın zıttı olarak kabul etmek yerine, hayatın bitişiyle başlayan yeni bir dönem olarak görür. Yani hayat ve ölüm birbirini tamamlayan, birbiri olmadan bir anlam ifade etmeyen iki olaydır.
Ölüm hayata değer katar. Günlerin çarkındaki zemberektir, endişe veren bir tat sağlar hayata, kaderin altında karanlık ve gizli bir akıntı şeklinde çağıldar. - Yani ölüm, hayatın rakibi olduğu kadar takım arkadaşıdır.