İktidar mevkine geçenler derhal acayip zihniyetler peydah ediyorlar. Her şeyde kendilerini haklı zannediyorlar. Kusurlarına kedi gibi göz yumuyorlar. Onu işten saymıyorlar. Devleti, babalarından kalma bir çiftlik, milleti o çiftlikte hayvanat-ı ehliye zannediyorlar. İstedikleri gibi emrediyorlar, yiyorlar, dövüyorlar, kovuyorlar, sövüyorlar ve kesiyorlar. "Yahu bu olmaz," dedin mi iş bitiyor. Seni hain-i vatan ilan ediyorlar.
İttihatçılar yine Mustafa Kemal'e nisbetle iyi adamlarmış. Bir İstiklal Mahkemesi ile işi temizleyip, ekseriya kanuni vasitalarla uğraşırlardi. Gelen kadı, giden kadıya rahmet okutur derler ya, hakikaten öyle. Padişaha kızdık; Meşrutiyet oldu derken Abdülhamid'i aradık. İttihatçılardan çok çektik; aman dedik. Mustafa tepemize oturdu; "Ah İttihatçılar meğer siz zemzemle yıkanmışsınız," dedik. Bu zavallı milletin talihi budur. Bakalım ileride Mustafa Kemal'i aratacaklar mı. Bu da olursa kıyamet günü geldi demektir.
Reklam
Hem de birine en iyi dost ve hatta en namuslu bir adam da olsa kusurunuzu söylemeyiniz. Bir gün onu aleyhinize kullanır.
Mustafa Kemal hiç söz söyleyemezdi. Zamanla çok iyi hatip oldu.
"Bari dönüyorsun, bu kadar birden yapmayaydın. Dünyada senin kadar çabuk dönen hiçbir şey yoktur. At bile, en ufak kayık bile dönerken bir daire çizer," dedim.
Militarizm hiç sevmediğim bir şeydir. Hakikaten milletlerin felaketidir. Hangi devlette militarizm vardır, onun akıbeti felakettir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.