Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O kadar ciddiye aldığım hayatın, orta halli bir yazarım yazdığı, sıkıcı, basit, güzel sahneleri çok kısa ve çok az, ağdalı bir melodramdan başka bir şey olmadığını fark etmeye başlamıştım. İnsanın özel hayatında mutlu olabilmesi için galiba bu basmakalıp oyunun dışına çıkıp tuluat yapması, güzel sahneleri uzatıp çoğaltması gerekiyor.
Galiba eski insanların gizli çıkılarında her derde deva bazı iksirler, türlü yaşama hünerleri var. Keşke bizim de böyle iksirlerimiz, hünerlerimiz olsaydı…
Reklam
Bir gece erkeklerden konuşurken, "Ben senden farklı düşünüyorum.." dedi, "..hayat ölüme akıyor. Doğumla ölüm arasına sıkışmış kısacık bir zamanımız var. Eğer hak ediyorsa, bir erkeği doyasıya mutlu etmekten niçin kaçınalım? Erkeğin kulu kölesi olmak, ona yaltaklanmak değil bu. O başka bir şey, aşağılık bir durum. Yalnız kadınlara özgü öyle incelikler, özellikler, dikkatler var ki hayata tat katıyorlar. Bunları cimrilik edip ölüme mi taşıyacağız? İnan bana, hepsi yankı gibidir, insana çoğalarak döner. Babanın bile beynimi ve yüreğimi, bacaklarımdan sonra fark ettiğini sanıyorum. Ama sonra saygısı, şefkati, özeni ile beni kat kat aştı."
Neyin hayır, neyin şer olduğuna acele karar vermemeli. Şunu öğrendim. En ters olayın içinde bile bir güzellik çekirdeği bulunuyor. Zamanı gelince çatlayıp açılıyor.
"Biliyor musunuz.." dedim, "..ben kötü günleri çok çabuk unuturum. Ama sizin şunu hiç unutmamanızı dilerim. Yurdu yurt yapan, taş toprak değil, orada insanların yaşıyor olmasıdır. İnsansız yurt olmaz. O yüzden yurtseverliğin ilk şartının, insanlara, suçlu bile olsalar, insanca davranmak olduğunu sanıyorum."
Reklam
Kaba, kestirme, küt bir üslupla konuşuyorlar. Bir yandan kadın erkek eşitliğini, kadın haklarını savunuyorlar, buna ilkeller dışında kim itiraz edebilir ama bir yandan da erkekçe yöntem ve davranışlara özeniyor, kadınca olan her şeyden utanıp kaçınıyorlar. Bunun çok komik bir çelişki olduğunu anlatmaya çalışıyorum ama dinleyen kim?
Sayfa 140
Gecəniz xeyirə
Uzaq Imişli bölgəsinin küləkli havasına pəncərəmi açıram. Yox, bu çox pafoslu oldu. Onda gəlin belə deyək. Bu gün külək əsir.Əvvəlcə fikirləşdim ki, mən bu gün nə istəyirəm? Dərhal da ağlıma gəldi. Çoxdandır nə istədiyimi tapa bilmirdim. Deməli, hikmət küləkdə imiş. İstəyim odur ki, qalın odun peçinin yanında – fonda mütləq peçin cızırtılı səsi – yorğana girib, çay içə-içə yatmaq, kinoya baxmaq, kitab oxumaq. Bu boyda dünyadan bu gün yalnızca bunu istədim. Bu nə mənasız, məzmunsuz bir arzudur? Adam niyə odun peçinin yanında uzanıb çay içmək istəsin? Özümü odun peçi təfəkkürlü bir insan kimi hiss etdim. Utanmaz-utanmaz buna romantika adı da qoymaq istədim ki, bəlkə, vəziyyətdən çıxaram. Bu arzumla əmin oldum ki, mən heç vaxt – (bu cümləni yazmağa ərindim. Lütfən tamamlaya bilirsinizsə, siz tamamlayın).
' Bir gün nasıl olsa görürüm. Dünya sanıldığı kadar büyük değil. Bir yerde rastlaşırız. '
Sayfa 59 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
128 syf.
9/10 puan verdi
Əhvalatlar Gənclər Hərəkatının üzvü olan Artur Berton adlı qəhrəmanın ətrafında baş verir. Onun atası Padre Montanelli ilə münasibətləri, dostu Cemmaya olan sevgisi ilə əlaqədar olan faciəvi hadisələr əsərin əsasını təşkil edir. Bu, din, məyusluq, inqilab, romantika və qəhrəmanlığın əsəridir. "Ovod" romanı bir əsrdən artıqdır ki, böyük maraqla qarşılanır və oxucularda güclü emosiyalar yaradır.
Ovod
OvodEthel Lilian Voynich · Altun Kitab · 20121,824 okunma
Reklam
"Aşk doğal afete benzer kızım.." dedi, "..İstemekle gerçekleşmez ki. Kendiliğinden gelir."
Sayfa 18
! Düşünebilsen, her hayvanda bulunan cinsel dürtü ile insana özgü bir olgu olan aşkı birbirine karıştırmazdın. !
Sayfa 89
Aşk gerçekten ayıbı güzelliğe, utancı sevince dönüştürüyormuş.
Anlaşılan, bebeğin annenin kanını ve sütünü emerek büyümesi gibi, gelecek de ancak geçmişi yiyerek var oluyor.
Sevene yılan bile dokunmaz. Bu büyük ve önemli sözü daha duymamış olabilirsin. Çünkü az önce uydurdum. Ama bir gün kalbi olan herkesin bu sözü benimseyeceğine inanıyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.