Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rorschach

Rorschach
@rorschach
das glück in glücksfernen zeiten
Betriebsarzt
Ankara
67 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
Memento mori:)
Günümüzün bütün insanları sanırım, yaşamlarının bir döneminde az ya da çok güçlü bir biçimde, az ya da çok bilincinde olarak başarısızlık duygusunu hissetmişlerdir: ailede başarısızlık, iş yaşamında başarısızlık... Herkesin gençliğinden itibaren tutkuları olur ve bir gün bunları hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini fark eder. Hayatı ıskalamıştır. Bazen yavaş, genellikle sarsıcı bir biçimde farkına varılan bu keşif, her zaman üstesinden gelemeyebileceği korkunç bir sınavdır. Düş kırıklığı alkolizme, intihara sürükleyebilir. Sınav zamanı genellikle kırk yaşına doğru, bazen daha geç, bazen de ne yazık ki günümüzde olduğu gibi daha erken gelir. Fakat her zaman yaşa bağlı büyük psikolojik zayıflıklardan ve ölümden önce gelir. Günümüzün insanı bir gün kendini başarısız biri olarak görür. Kendisini hiçbir zaman bir ölü olarak görmez.
Sayfa 135 - Everest
Reklam
kitabın tezini özetler
Olumluluk şiddeti olarak sisteme içkin şiddette engel, red, yasak, dışlama veya yoksun bırakma gibi olumsuzluklar bulunmaz. Kendini aşırılık ve kitleselleşme, ifrat, aşırı bolluk ve tüketim, aşırı üretim, aşırı birikim, aşırı iletişim ve aşırı haber kılığında gösterir. Olumluluğu nedeniyle bizzat şiddet olarak da algılanmaz. Şiddete yalnız çok az değil, çok fazla da götürür, yalnız yapmaya-izin-olmayışın olumsuzluğu değil, her-şeyi-yapabilme olumluluğu da şiddettir.
Sayfa 88 - metisKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
geometrik ölüm
Ölüm grafik yolu ile aktarıldığı, tabiri caizse yayınlandığı zaman, durumunuzla kendiniz arasında ürkütücü bir ayrılık hissediyorsunuz. Bir semboller ağı sunuluyor size, tanrıların elinden zorla alınmış inanılmaz bir teknolojinin tamamı. Sizi kendi ölümünüze yabancı hissettiriyor.
Sayfa 185 - Siren YayınlarıKitabı okudu
ÇELİŞMEZLİK İLKESİ
Çelişik karşıt iki yargı birden doğru olamaz, bunlardan birisinin yanlış olması gerekir. Burada 'çelişik karşıt' yargılar, herhangi bir şekilde karşıt yüklemleri (predikat) olan yargılar değildirler ( örneğin, kağıt beyazdır, kağıt siyahtır). Tersine, çelişik karşıt yargılar, hem özneleri, hem de yüklemleri aynı olan yargılardır. Ancak bu yargıların nitelikleri karşıttır; yani yargılardan birisi olumlu, öteki olumsuzdur. Demek ki özne olarak ağaç kavramını, yüklem olarak da yeşil olmayı alan iki yargının çelişik karşıt yargılar olabilmeleri için, bunlardan birisinin 'ağaç yeşildir', ötekinin de 'ağaç yeşil değildir' şeklinde ifade edilmesi gerekir.
Sayfa 50 - Doğu BatıKitabı okudu
Reklam
Şunu derim ki, dünyada yaşayan tek bir kişi bile kaldıysa ölüm kurtuluş değil dedikodudur nihayette.
Çağdaş sanat, estetik yargıları temellendirmenin imkansızlığından yararlanır ve onu anlamayanların ya da ortada anlaşılacak bir şey olmadığını idrak edemeyenlerin suçluluk duyguları üzerinden spekülasyon yapar.
Düşlerin devlet kontrolü altında bulunduğu bir sırada, gerçeklik kendini bir düş sanmaktadır.
Sanat dünyasının kurduğu komplo
Çağdaş sanatın iki yüzlülüğü özetle: Zaten beş para etmez bir şeyken beş para etmeyen, anlamsız, saçma sapan bir şey olmayı kendine bir hak olarak görmek; beş para etmez bir şey olmaya çalışmak ve yüzeysel terimler kullanarak yüzeysel bir şey olduğunu iddia etmekten ibarettir. Oysa bir şeyin hiçbir değere sahip olmadığını söyleyebilmek için o konunun uzmanı olmak gerekir, dolayısıyla her önüne gelen şu ya da bu nesnenin hiçbir değere sahip olmadığını söyleyemez.
Hayatlarımız bize ait değildir. Rahimden mezara kadar yaşamış ve yaşayan başka insanlara bağımlıyız. İşlenen her suçla, yapılan her iyilikle kendi geleceğimizi doğururuz.
Reklam
Savaşan Asker
Savaş piyade istiyordu mutlaka Boğazına kadar teçhizatlı Yani beyinden aşağı
faşizmin oluşumu ve kökeni üzerine
Batı' da değer ve kolektif değerlerin çekiciliklerini yitirmeye, yaşamın çağdaş bir akılcı ve tek boyutlu bir görünüme kavuşturulduğu, toplumsal ve bireysel yaşamın bütünüyle işlemselleştirildiği bir sırada faşizm, mitik ve politik gönderen sistemlerinin 'irrasyonel' boyutlara ulaştırılması, çılgınlık derecesinde abartılan kolektif değer (kan, ırk, halk vb) ölüm ya da 'politik bir ölüm estetiğinin' yeniden enjekte edilmesi anlamına gelmektedir.
Kalıntı
Her şeyi alıp götürseniz geride hiçbir şey kalmaz düşüncesi yanlıştır. Kalıntının ya hep ya da hiç denklemi, yani bir çıkarma işlemiyle hesaplanması tamamıyla yanlıştır.
Sayfa 187Kitabı okudu
mağdurum da mağdurum
Kendi ölümünü sahneye koyan (oynayan) bir iktidar az da olsa bir yaşama ( var olma) ve yasal bir kurum olabilme hakkına sahip olabileceğini düşünmektedir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri başkanları konusunda olduğu gibi. Kennedy cinayeti gerçek anlamda politik bir boyuta sahipti. Oysa Johnson, Nixon ve Ford yalnızca hayali, simüle edilmiş suikastlere hedef olabildiler. Çünkü onlar birer iktidar kuklası olduklarını gizleyebilmek amacıyla bu türden yapay tehditlerin yaratacağı 'auradan' ( cazibe, çekicilik) yararlanmak istediler. Eskiden krallar ölmek zorundaydılar ( tanrılar da). Zaten onları güçlü kılan şey de buydu. Günümüzün 'kralları' ise aşağılık bir ölme numarası çekmektedirler. Bunu yapmalarının nedeni iktidarın 'avantajlarını' elden kaçırmama isteğidir. Çünkü iktidar onların elinden zaten çoktan kayıp gitmiştir.
Biri Bay K' ya tanrı diye bir şey var mı sorusunu yöneltir. Bay K şöyle der: "Sana, davranışlarının bu soruya verilecek yanıta göre değişip değişmeyeceği üzerine düşünmeni öğütlerim. Eğer değişmeyecekse, bu soruyu bir kenara bırakabiliriz. Değişeceklerse, o zaman sana en azından şunu söyleyerek yardımcı olabilirim: Sen zaten kararını vermişsin, bir tanrıyı gereksiniyorsun"
Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam
Reklam
Orsenna çevresinde çöller oluşturdu. Dünya kendi görüntüsünü aradığı ve artık bulamadığı bir ayna.
Sayfa 255 - Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar DizisiKitabı okudu
Siz Maremmalı değilsiniz, ve sizinle konuşmak - inanacak mısınız bana, olası değil pek- bir hastanın yattığı odanın penceresini açmak gibi bir şey.
Sayfa 79 - Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar DizisiKitabı okudu
Şayet dindar olsaydım Budist olurdum sanırım. Ve şayet bir meyve olsaydım muz olurdum.
Sayfa 112Kitabı okudu
Çeviri farkı
Bu dünyada her şey iki kez ölür, ilk kez kendi işlevi içinde, ikinci kez gösterge olarak; ilk kez, nelere hizmet ediyorsa onların içinde, ikinci kez, bizden istemeyi sürdürdüğü şeylerin içinde. Aykut Derman çevirisi Her şey iki kez öldürülmüştür; bir kez işte ve bir kez belirtide, bir kez hizmet ettikleri şeyde ve bir kez bizden istemeyi sürdürdükleri şeyde. İsmail Yergüz çevirisi
Yalan
Kim olursa olsun, kendisine yalan söylenen insan bir tür yargıç oluverir, yalancının gözlerinde büyür.
Tarihsellik
Gerçeğin gerçek olması için yaşlanması gerekir.
Reklam
O Gün İçin Bir Şemsiye
Bize, diyorum, güvensiz ve aynı zamanda rutin bir edayla, hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar başvuruyor.
Sayfa 97 - JaguarKitabı okudu
Senin beynin neden hep böyle kimsenin almak istemediği çürük yumurtaların üstünde kuluçkaya yatıyor ki?
Sayfa 47 - JaguarKitabı okudu
Ölümün trajedisi- Bilimsellik
Aritmetiğe indirgenen ölüm, kişisel bir trajedi olmaktan çıkıyordu.
Sayfa 17 - Everest YayınlarıKitabı okudu
"İnsanın sahip olduğu son derece gelişmiş renk duyusu ise biyolojik bir lükstür; entelektüel ve ruhani bir varlık olarak insan için paha biçilmez bir değere sahip olan bu lüks, bir hayvan olarak onun hayatta kalmasına yardımcı olmayan bir şeydir."
Sayfa 22 - İmge KitabeviKitabı okudu
Kendi hayat hikayemizi ne kadar sık anlatırız? Ne kadar sık düzeltmeler yaparız, güzelleştiririz, kurnazca kesintilere gideriz? Hayat uzadıkça, çevremizde hikayemize meydan okuyacak, bize hayatımızın bizim hayatımız olmadığını, sadece hayatımız hakkında anlattığımız hikaye olduğunu anımsatacak kişiler de azalıyor. Başkalarına ama -esas olarak- kendimize anlatılan bir hikaye.
AyrıntıKitabı okudu