Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert

Reklam
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Bu, Saygon merkezinin son mesajı olacak." CIA şefi Thomas Polgar, Washington'a böyle telgraf çekmişti. "Uzun bir savaş oldu ve kaybettik. Tarihten ders almayı başaramayanlar, onu tekrarlamak zorundadırlar. Umarız başka bir Vietnam deneyimi daha yaşamayız ve dersimizi almışızdır. Saygon oturumu kapatıyor."
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"1960'ların sonu, çeşitli akımların birleşme noktası gibiydi. Savaş karşıtı hareket vardı. Irk eşitliğini savunan dev bir hareket vardı. Çevreciler vardı. Kadının rolü vardı. Bu karşı kültürün marşları ise hayal edebileceğiniz en iyi rock'n roll müziği tarafından sağlanıyordu. O deneyimi yaşamamış olsak bugün bir ülke olarak nasıl var olabilirdik, bilemiyorum. İyisiyle kötüsüyle, o günler bugünün Amerika'sını yarattı. İyi de oldu." —Merrill McPeak, Air Force

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
The Vietnam War (2010, Belgesel)
Neredeyse saatte bir yaylım ateşi olurdu. İnsanlar kelimenin tam manasıyla paramparça oluyordu. İçinde ayak olan bir bot buluyorsunuz. Ayak siyahi mi, beyaz mı? Buradaki beyaz piyade kimdi? Siyahi piyade kimdi? Hatırlamaya çalışıp etiketliyor ve yeşil torbaya koyuyorsunuz. Deniz Piyadesi Lance Corporal falan olarak geri gönderdiğimiz şey buydu. Ama bazen emin bile olamıyorsunuz çünkü ceset paramparça olmuş ve geri kalan tek şey bir ayak veya bir kol parçası.
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Biz Amerikalılar tarihin istisnası olduğumuzu sandık. Tarihin bize sökmeyeceğini. Savaşımız asla kötü olamazdı. Asla yanlış amacı temsil edemezdik. Biz Amerikalıydık. Vietnam'da istisna olmadığımız ortaya çıktı." —Neil Sheehan, Gazeteci
Reklam
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Vietnam'a savaşmaya gelen tüm Amerikalılar şehirlerde yaşayanlara dost canlısı gözüyle bakardı. Ama köylerde yaşayanlara Viet Kong gözüyle bakarlardı çünkü Viet Kong'un üniforması yoktu. Nasıl kazanabilirlerdi? Bir gerçek düşman öldürseler onun yerini sadece bir kişi alırdı. Yanlış kişiyi öldürürlerse on yeni düşman edinirlerdi. Ve çoğu zaman yanlış adamı öldürüyorlardı." —Tran Ngoc Chau, Bölge Şefi
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Oradayken annemi arama fırsatım oldu. Anneme orada neler olduğunu anlatıyordum. Ona gazetelerde ve televizyonda gördüğü şeylere inanmamasını çünkü savaşı kaybetmek üzere olduğumuzu söyledim. 'Muhtemelen beni bir daha göremeyeceksin çünkü en kuzeydeki deniz piyadesi karakolundayız.' dedim. Resmen Kuzey Vietnam'ı görebiliyorduk. Bize ateş edildiğinde kıvılcımları görebiliyorduk. 'Birimimdeki herkes ölüyor. Muhtemelen geri dönemeyeceğim.' dedim. Annem, 'Hayır, geri döneceksin.' dedi. 'Her gün Tanrı'yla konuşuyorum. Sen özelsin.' dedi. Ben de, 'Anne, bütün anneler çocuklarını özel sanır.' dedim. 'Özel insanların parçalarını kefenlere koyuyorum.'" —Roger Harris, Marines
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Onlara duyduğum nefret katıksızdı. Katıksız. Onlardan ölümüne nefret ediyordum. Beni çok da korkutuyorlardı. Onlardan resmen ödüm kopuyordu. Korkum arttıkça nefretim de artıyordu. Lise diplomasındaki mürekkep kurumamış 18 yaşında bir deniz piyade eriydim. Arkadaşlarımın önünde rezil olmak istemiyordum. Ama çok korkuyordum. Orada olduğum süre boyunca şerefimden olmamak için dişimle tırnağımla savaştım." —John Masgraves, Marines
The Vietnam War (2010, Belgesel)
"Vietnam gazileri olarak bile, savaşı konuşmaktan kaçınıyoruz. İnsanlar zafer ve özgürlük hakkında şarkılar söylüyor ama yanılıyorlar. Sorun kimin kazandığı, kimin kaybettiği değil. Savaşta kazanç ya da kayıp yoktur. Sadece yıkım vardır." —Bao Ninh, North Vietnamese Army
Hasan Mutlucan-Benden Selam Olsun Bolu Beyine
youtu.be/fr54CX_6ERk 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. "Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır."
Reklam
330 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.